Ölüm yıldönümünde merasim düzenlemek caiz midir?
Ölüm yıldönümünde merasim düzenlemek caiz midir?
Ölünün sene-i devriyesini yapmak caiz midir?
URL Kopyala
Ölüm yıl dönümü olan “sene-i devriye” gibi belirli bir güne özel anma veya hayır işleri yapmak, İslam’ın temel kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’te yer alan bir uygulama değildir. Bu nedenle, bu tür merasimleri, dini bir gereklilik olarak görmek bidat ve yanlıştır. Nitekim vefat eden bir kişi için yedinci, kırkıncı veya elli ikinci gün gibi özel günlerde merasim düzenlemek gibi uygulamaların dini bir dayanağı yoktur. Bu tür uygulamalar, zamanla bid’at yani dinde olmayan bir şeyin varmış gibi gösterilmesi tehlikesini taşır. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.) döneminde veya ilk Müslümanlar arasında bu tür düzenli merasimler yapılmamıştır. Ancak, konuya farklı bir açıdan yaklaşmak mümkündür. Sene-i devriyenin kendisi değil de bu vesileyle hayırlı amellerde bulunmak yanlış değildir. Dolayısıyla, bir yakının vefatının yıl dönümünde onun ruhu için Kur’an okumak, dua etmek, sadaka vermek veya yemek dağıtmak gibi hayırlı işler yapmak caizdir ve sevaptır. İslam’da yapılan ibadetler ve hayırların sevabı ölmüş kişilere bağışlanabilir. Konu hakkında bir hadis şöyledir: “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir: Sadaka-i cariye (devam eden sadaka), kendisinden istifade edilen ilim, kendisine dua eden salih evlat.” (Müslim, Vasiyet, 14) Bu hadis, ölen kişinin amel defterinin kapanmadığını ve arkasından yapılan dualar ve hayırlarla sevap kazanmaya devam edebileceğini gösterir. Önemli olan, bu hayırların belli bir tarihe veya adete bağlı olarak yapılması değil, samimi bir niyetle ölen kişiye sevap göndermek amacıyla yapılmasıdır. Yani, bir kişi vefatının üzerinden bir yıl geçmesini beklemeden, dilediği zaman bu tür hayırları yapabilir. Sene-i devriye ise, bu hayırların yapılması için sadece bir vesile olarak görülebilir.