İslam fıkhında kadınların başlarını örtmelerinin farz oluşu genel bir hüküm olmakla birlikte, zorunluluk (zaruret) durumları bu hükmün uygulanışında istisnalar doğurabilir. Baş açık fotoğraf çektirme konusunda da bu zaruret prensibi değerlendirilir. Dini hükümlerde “zaruretler memnu (yasak) olan şeyleri mubah kılar” şeklinde temel bir kaide bulunur. Bu kaideye göre, başka bir seçeneğin bulunmadığı ve hayati bir ihtiyacın karşılanması için yapılması elzem olan durumlarda normalde caiz olmayan bir eylem caiz hale gelebilir. Pasaport, kimlik kartı, ehliyet gibi resmi belgeler için fotoğraf çektirme durumları bu kapsamda değerlendirilebilir. Çünkü bu belgeler, kişinin günlük hayatını sürdürmesi, yasal haklarını kullanması ve seyahat etmesi için zorunlu olan belgelerdir. Devletin ilgili kurumları bu belgeler için baş açık fotoğraf talep ediyorsa ve alternatif bir çözüm sunulmuyorsa, bu durum “zaruret” olarak kabul edilebilir.

Kadınların mahrem olmayan yerlerini, özellikle başlarını örtmeleri esastır. Pasaport, kimlik, ehliyet gibi resmi ve yasal olarak zorunlu belgeler için baş açık fotoğraf çektirmek bir zaruret halidir. Bu durumda, kişinin kendi iradesi dışında oluşan bir mecburiyet söz konusu olduğundan, namahrem erkeğin bulunmadığı bir ortamda kadın fotoğrafçıya baş açık resim çektirebilir. Bu ruhsat, sadece zorunluluk durumuyla sınırlıdır. Gereksiz yere veya keyfi olarak baş açık fotoğraf çektirilmesi bu hükmün kapsamına girmez. Amaç, resmi ve hayati bir ihtiyacı karşılamaktır. Dolayısıyla, resmi makamlar tarafından talep edilen ve başörtülü fotoğraf seçeneğinin sunulmadığı durumlarda kadınların baş açık fotoğraf çektirmesi caiz olur. Nitekim fotoğraf baş açık halde de olsa dijital olduğundan gerçek ortamda baş açık durmakla aynı hükmü taşımamaktadır. Dolayısıyla başka alternatifin bulunmadığı zaruret durumlarında bu ruhsattan faydalanılabilir.