Menü

Haftanın belli günleri için adak yapılan orucun ömür boyu tutulması gerekir mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
466 görüntülemeAdak Bahsi

Haftanın belli günleri için adak yapılan orucun ömür boyu tutulması gerekir mi?

Bir yakınının iyileşmesine binaen Pazartesi ve Perşembeleri oruç tutacağını adayan kimse ömrü boyunca bu orucu tutması gerekli mi?

Hastalığın iyileşmesi için adak yapmak doğru bir davranış değildir zira Allah ile; “hastalık iyileşirse şu adağım olsun” demek Haşa Allah ile pazarlık etmek anlamına gelir. Âlimler, hiçbir dünyevî menfaat ummadan sırf Allah’ın rızasını kazanmak, O’na şükretmek için adak adanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşündedirler. Kişinin Allah’ın takdirinin değişmesine vesile olması dileğiyle, dünyevi amaçlarla belli şartlara bağlı olarak adakta bulunması ise doğru karşılanmamıştır. Nitekim Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Adak, (Allah’ın takdir buyurmuş olduğu) hiçbir olayı geri çevirmez. Sadece cimrinin malını eksiltmiş olur.”; “Adak bir şeyi ne ileri alır ne de geri bırakır…”[1] anlamındaki hadislerinden, şarta bağlı adakta bulunmayı hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır. Ancak bununla birlikte adağın gerçekleşmesi için gerekli şartlar bulunduğu takdirde bu adağın yerine getirilmesi gerekir.

Bedenî ibadetler konusunda; oruç tutmayı adayıp da hastalık veya yaşlılık gibi mazeretleri sebebiyle adaklarını yerine getiremeyecek olan kişilerin, her bir oruç için bir fidye vermeleri gerekir. Aynı şekilde ömür boyu oruç tutmayı adayan kişi, sağlığı el verdiği ölçüde adağını yerine getirmeli, bunun mümkün olmaması hâlinde ise her gün için bir fidye vermelidir.[2] Eğer namaz adanmışsa; îmâ ile de olsa adanan namaz kılınmalıdır. Buna da güç yetirilememesi hâlinde tövbe edilmelidir. Böyle bir kişi, daha sonra bu ibadetleri yapmaya gücü yeterse, adağını yerine getirmelidir.

Adağ’ın gerçekleşmesi; “nezr ettim”, “Allah için üzerime olsun”, “adadım” demek, yahut şarta bağlayarak “falan iş olursa veya şu işin olması niyeti ile kurban keseceğim, şu kadar namaz kılacağım, şu kadar oruç tutacağım veya tasadduk yapacağım” demek ile meydana gelir. Şarta bağlama durumunda da şartın gerçekleşmesi takdirinde yapılan adağın yerine getirilmesi gerekir. Ayrıca adak yapılan ibadet ne ise şart gerçekleştiği takdirde adak yapılan o ibadetin yerine getirilmesi gerekir, bunun değiştirilmesi de mümkün değildir. Buna göre; ”hastam iyileşirse her pazartesi ve perşembe oruç tutacağım” diyen kişinin bu adağını yerine getirmesi, oruç tutamayacak kadar yaşlanması veya kalıcı hasta olmas durumunda da tutamadığı her gün için fidye vermesi gerekir.

 


Kaynakça:

[1] Buhârî, Eymân, 26; Müslim, Nezir, 2
[2] Kâsânî, Bedâi‘, V, 91; Mevsilî, el-İhtiyâr, III, 446-447; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 231

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 22/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..