Hastalıklı hücreleri ayrıştırma yoluyla tüp bebek edinmek caiz midir?
Hastalıklı hücreleri ayrıştırma yoluyla tüp bebek edinmek caiz midir?
Hastalıklı hücrelere sahip olan birinin bu hücreleri ayrıştırarak tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olmak istemesi caiz mi?
Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor: “Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allâh’ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir. Yahut çocukları erkekler, kızlar olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir.” (Şûrâ Sûresi: 50)
Şüphesiz yapılacak olan şey; Allâh Teâlâ’dan meşru yolla evlat talep etmek ve tedavi yollarına başvurmaktır. Ancak bu çözüm yollarına başvurmak, haddi aşan bir dereceye ulaşıp isyana dönüşmemelidir. Zira bu işlem; erkeğin mastürbasyon yapıp boşalmasıyla elde edilen su ile yapılıyorsa bu bir günah, ikinci günah ise; hiçbir zaruret olmaksızın dölleme işleminde kadının, avret yerini en galîza haline kadar doktora göstermesidir. Üçüncü sakınca ise; bu hususta doktorlara güven olmamasıdır. Zira birçok haberde kocasından başkasının suyu ile dölleme yapması sebebiyle doktorlarla mahkemelik olanlara tanıklık etmekteyiz. Dolayısıyla buna cevaz vermek ve tavsiye etmek yapılan bu yanlışa ortak olmaktır. Evlat sahibi olayım derken, vebal sahibi olmayın ve bu durumun bir imtihan olduğunu unutmayın. Ayrıca bu meselede ciddi anlamda güven sorunu bulunması sebebiyle sağlıklı hücre ve spermlerin ayrıştırıldığı noktasında da güven sorunu bulunmaktadır.
Nitekim tüp yoluyla da olsa zayıflık, hastalık gibi birtakım sebeplerle doğum yapamayacak kadınlar vardır. Bazılarının da rahimleri ameliyatla alındığı için çocuk yapmaları mümkün olmamaktadır. İşte bu durumda erkekten alınan sperm hücreleri yabancı bir kadından alınan yumurta hücreleri ile bir tüpte birleştirilir. Döllenme tüpte gerçekleştikten sonra, mümkünse aynı kadının, değilse başka bir kadının rahmine yerleştirilir. Aradan belli bir müddet geçtikten sonra çocuk meydana gelir. Diğer bir şekli de şöyledir: Çocuğun doğmaması kadındaki bir hastalık sebebiyle olabileceği gibi, hastalığın erkekte olması da mümkündür. Bu durumda kadın sağlamdır, çocuğu olabilir. Fakat erkeğin çocuğu olmamaktadır. Bu defa da yabancı bir erkekten alınan sperm hücreleri ile kadından alınan yumurta tüpte birleştikten sonra, döllenmiş yumurta kadının rahmine yerleştirilir. Vakti geldiğinde de çocuk doğar.
İşte, ister yumurtanın başka bir kadından, isterse spermin yabancı bir erkekten alınması yolu ile olsun, her iki durumda da doğan çocuğun nesebi sıhhatli olmamakta, nesil karışmaktadır. Tüp bebeğin bu şekline, yani anneden veya babadan birisinin yabancı olması şekli —namus ve aile mahremiyeti mefhumunu ortadan kaldırdığından— bir çeşit zina sayılmaktadır. Nikâh neslin devam ve sıhhatini netice vermek için meşru kılınmıştır. Bu meşru yolun dışında çocuk sahibi olmayı dinimiz caiz görmemektedir. Zaten böyle bir işe yönelenler kadere rıza göstermeyenlerdir. Mü’minler bu nevi gayrimeşru muamelelere yaklaşmazlar.
URL Kopyala