Menü

Edâ edilmeyen namazların kaza edilmesi farz mıdır?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
483 görüntülemeNamaz Bahsi

Edâ edilmeyen namazların kaza edilmesi farz mıdır?

Kur’an’da vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak açık bir ifade bulunmamakla birlikte, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) vaktinde kılamadığı namazları bizzat kaza etmiş ve eshabına da bunu tavsiye etmiştir.

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.s); “Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın. Onun keffâreti ancak budur” buyurmuştur.[1] Yine Peygamber Efendimiz (s.a.s), Ahzab günü olarak ifade edilen Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını sahabelerle birlikte kılamamışlar; bunun üzerine; “Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah da onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.” diye beddua etmiş ve ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmiştir.[2]

Ayrıca Ta’ris gecesi olarak anılan hadise de, Hayber Fethinden dönerken, bir vadi de konakladıklarında uyuyakalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra ezan ve kamet ile birlikte cemaat yaparak kaza etmişlerdir.[3]

Beş vakit namazların farzı ve vitir namazı kaza edilir. Kazaya kalan sabah namazı, o günün öğle vaktinden önce kaza edilecekse sünneti de kaza edilir. Ayrıca cemaate yetişmek amacıyla kılınmamış olan öğle namazının dört rekâtlık ilk sünneti de vakit çıkmadıkça öğlenin farzından sonra kılınır. Öte yandan geçmiş namazlar, kazaya nasıl kaldıysa öyle kılınırlar, yani seferî iken kazaya kaldıysa iki rekat, mukim iken kazaya kaldıysa dört rekat olarak kaza edilir.[4]

Unutma ve uyuma ve benzeri bir mazeret olmaksızın, kasıtlı olarak terk edilen namazların kazası ile ilgili herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Fakat bu, kasıtlı olarak terk edilen namazların kazasının gerekmediği anlamına gelmez. Zira, Ramazan’da kasıtlı olarak cinsel ilişkiye girerek orucunu bozan kimseye Rasûlullâh Efendimizin (s.a.s) hem keffâreti hem de o günkü orucun kazasını emretmesi,[5] bir farz ibadetin kasıtlı olarak terk edilmesi durumunda da kazasının gerektiğine delildir.

Bununla birlikte Peygamber Efendimizin (s.a.s) bir mazerete dayalı olarak vaktinde kılamadığı namazları kaza etmesi ve sahabeye de bu yönde emir buyurması dikkate alınacak olursa, mazeretsiz olarak terk edilen namazların kaza edilmesinin hayli hayli gerekli olacağı sonucuna da ulaşılır.[6]

 


Kaynakça:

[1] Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, 315
[2] Müslim, Mesâcid, 205
[3] Müslim, Mesâcid, 309
[4] Mevsilî, el-İhtiyâr, I, 220
[5] Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 382
[6] Nevevî, el-Mecmû’, III, 68

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 13/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..