Erkeklerin eline, ayağına kına yakması câiz midir?
Erkeklerin eline, ayağına kına yakması câiz midir?
Boya malzemesi olarak, kına kullanımını Allâh Rasûlü’nün (s.a.v) teşvik ettiği bilinmektedir. Bir hadîste şöyle buyurulur: “Saçın beyazlığını değiştirmek için kullandığınız şeylerin en iyisi, kına ve ketem bitkisidir.”[1]
Diğer yandan Peygamber efendimizin (s.a.v) bir yerinde diken vb. şeylerden ötürü yara oluşsa veya bir çıban çıksa, bunun üzerine kına sürdüğü nakledilir.[2] Buna göre, Rasûlullâh Efendimizin (s.a.v), kınayı cildin tedavisi için kullandığı anlaşılmaktadır. Enes b. Mâlik, Hazreti Ebûbekr’in saçını kına ve ketenle, Hazreti Ömer’in de yalnız saf kına ile boyadığını nakletmiştir.
Erkeklerin tedavi amacı dışında, el ve ayaklarını kınalaması mekrûhtur. Kadınların el ve ayaklarını kınalaması ise câizdir. Erkek veya kadının beyaz saçı kına rengi olan kahverengi ve kızıl tonlarına boyaması müstehap görülmüş, siyaha boyamaları ise sağlam görüşe göre, câiz görülmemiştir.
Mekke’nin fethi günü, Hazreti Ebûbekr’in babası Ebû Kuhafe’nin saçlarının beyazlaştığını gören Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bu beyaz saçı değiştiriniz ve siyahtan sakınınız.”[3]
Ayrıca el, ayak veya kafaya sürülen kınanın katı olan malzemesi temizlendikten sonra deri veya saçlarda bıraktığı renk suyun nüfuzuna engel değildir. Bu nedenle kına, abdest veya gusle mani olmaz. Piyasada satılan boyalar ise kanserojen maddeler içermesi ve kına gibi doğal ve sağlıklı olmaması nedeniyle kullanılmamalıdır.
Kaynakça:
[1] Ebû Dâvûd, Kitâbu’t-teraccül, 18; bâb fi’l-hidâb, h. no: 4205
[2] İbni Mâce, Kitâbu’t-tıp, 29; bâbu’l-hınna’, h. no: 3502
[3] Ebû Dâvûd, Kitâbu’t-teraccül, 18; bâb fi’l-hidâb, h. no: 3204
URL Kopyala