Menü

Türkiye’deki araziler öşür arazisi midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
495 görüntülemeZekat ve Öşür

Türkiye’deki araziler öşür arazisi midir?

Hanefî mezhebine göre; daha önce haraç arazisi veya hazine arazisi statüsünde iken, “Türkiye’de olduğu gibi” fertlerin mülkü hâline gelmiş topraklardan elde edilen ziraî ürünlerden öşür verilmesi gerekip gerekmediği sorusuna cevap aranırken, bu toprakların özel mülkiyete konu olması kriterini esas almak, sağlıklı bir yol olmayacaktır. Zira Hanefî fakihlerine göre haraç toprakları mülk arazisidir; nitekim İbn Âbidîn bunu; “Haraç toprakları olan Mısır, Suriye ve Irak arazisi mülk topraklarıdır” ifâdesiyle dile getirir.

Haraç toprağını işleyen müslümanın buradan elde ettiği mahsul için öşür vermeyip sadece haracını ödeyeceği Hanefîler’in ittifakla kabul ettiği bir husustur. Yine özel mülk olmayan arazi de (meselâ vakıf toprakları) öşür toprağı olabilmektedir. İbni Nüceym; devlet tarafından vatandaşa temlik edilen toprağın malî mükellefiyetten (haraç veya öşür) muaf olamayacağını, Hassâf ve Kâsânî gibi fakihlere de gönderme yaparak öşür ödenmesi gerektiğini kabul eder.

Bu durumda günümüzde Türkiye topraklarının ürünlerinden Hanefîler’e göre de öşür verilmesi gerektiği sonucu fıkhî açıdan şöyle temellendirilebilir: Bugün artık topraktan veya mahsulünden haraç vergisi alınmamaktadır, Hanefî fakihleri de hiçbir dönemde ve hiçbir yerde toprak ürünlerinin hem haraç hem öşürden muaf olduğunu söylememişler, aksine; “toprak iki malî yükümlülükten birden muaf tutulamaz” demişlerdir. Yerin bitirdiği hemen bütün ürünleri zekâta tâbi mal olarak gören bu mezhebin, 81 gr. altın veya karşılığı artıcı vasıfta malı olan kişiyi, zekât mükellefi sayarken, tonlarca ürün elde eden çiftçiyi zekâttan muaf tutması ise düşünülemez.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 16/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..