İntihar eden bir mü’minin cenaze namazı kılınır mı?

Canımız, Yüce Allâh’ın bize verdiği bir emanettir. Başkasının canına kıymak nasıl günah ise, kişinin kendi canına kıyması da aynı şekilde büyük bir günahtır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) pek çok hadisinde intihar etmenin ne denli günah olduğunu ve intihar edenin karşılaşacağı cezayı haber vermiştir, o hadîslerden birinde şöyle buyurmaktadır: “Her kim kendini bir dağdan aşağı atıp intihar ederse, bu kimse cehennem ateşi içinde ebedî olarak kendisini yüksekten aşağıya bırakır olacaktır. Her kim zehir yudumlar da kendisini öldürürse, o kimse de zehri elinde, cehennem ateşi içinde ebedî o zehri içer olacaktır. Her kim de kendisini kesici ve delici bir aletle öldürürse, o da kullandığı aleti kendi karnına vurur ve yarar hâlde ebedî cehennem ateşinde kalacaktır.”^[1]  Hadîste, intihar eden kimsenin ahirette göreceği şiddetli ve kalıcı azabın kendi fiilinin sonucu olduğu etkileyici bir dille anlatılmaktadır.

İslâm âlimleri, hadîsteki ebedî azap kaydının, intiharı helâl sayarak kendi canına kıyanlar için söz konusu olduğunu veya uzun süreli azap anlamında mecazî bir ifâde olduğunu belirtmişlerdir.^[2]

Yüce Allâh’ın emanet olarak lütfettiği hayatı, O’nun razı olmadığı bir tarzda sonlandırma anlamına gelen intihar eyleminin salim akılla gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Bu kişinin ancak cinnet hâlinde iken canına kıymış olacağı var sayılarak bağışlanması için Allâh’a dua edilir. Nitekim âlimler kelime-i şehadet getiren herkesin cenaze namazının kılınacağını söylemişlerdir.^[3]

 

---

Kaynakça:

[1] Buhârî, Kitâbu’t-tıp, 56; bâbu şürbi’s-süm, h. no: 5778
[2] Aynî, Umdetu’l-Kârî, ilgili hadisin şerhi; c. 21, s. 292
[3] İbni Kudâme, el-Muğnî, Kitâbu’l-cenâiz, mes’ele lâ yusalli’l-imâm âle’l-ğâlli mine’l-ğanîmeti ve lâ âle men katale nefsehû; c. 2, s. 415

---

URL Kopyala