Kaza namazı borcu olan kimse sünnet namazları kılabilir mi?

Meşrû bir mazeretin dışında namazı kazaya bırakan kimse, büyük bir hata işlemiş ve günaha girmiş olur. Bu itibarla kazaya kalan namazın, en kısa zamanda kılınması gerekir. Çünkü beş vakit namazın edâsı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. Kazâya kalan namazın kılınmasıyla sadece borç ödenmiş olur. Günahın affedilmesi için de ayrıca tövbe istiğfar etmek lâzımdır.

Hanefî mezhebine göre kazaya kalmış namazları bulunan kimseler, farz namazların öncesi ve sonrasında kılınan (revâtib) sünnetleri de kılarlar, böylece bu önemli sünnetlerin sevabından mahrum kalmamış olurlar. Vaktinde kılamadıkları namazları da ilk fırsatta kılmaya çalışırlar.

Şâfiîi mezhebine göre üzerinde kaza namazı olan kimse, geçmiş namazlarının hepsini kaza etmeden, bayram ve vitir namazı da dâhil sünnet-i müekkede olsun, gayri müekkede olsun hiçbir nâfile namaz kılamaz. Üzerinde kaza namazı bulunan kimsenin, bütün zamanını bu namazları kaza etmeye ayırması gerekir. Hatta insani ihtiyaçlar, istirahat ve evinin geçimi gibi terk edilmesi güç olan önemli işler hariç, bütün vakitlerini kazaya kalan namazlarını kılmakla geçirmesi gerektiğinden, nâfile ile meşgul olması câiz değildir.^[1]

 

---

Kaynakça:

[1] Dimyâtî, İânetü’t-Tâlibîn, bâbu’s-salât; c. 1, s. 32

---

URL Kopyala