​İslam’a göre, zalim bir komşuyla görüşmemek caizdir. Hatta bazı durumlarda bu, kişinin kendisini ve ailesini zarardan korumak için gerekli bir davranış olabilir. ​İslam, Müslümanlar arasındaki ilişkilerin barış, adalet ve iyilik üzerine kurulmasını emreder. Ancak, bir kişi sürekli olarak zulüm, eziyet veya kötülük yapıyorsa, bu durum normal komşuluk ilişkilerinin dışına çıkar. İslam’ın temel kaidelerinden biri, zararın giderilmesi ve zarardan kaçınılmasıdır. Eğer bir komşu, sözlü hakaretler, dedikodu, malına zarar verme veya diğer kötü davranışlarla komşuluk hukukunu ihlal ediyorsa, ondan uzak durmak, bu zararı engellemenin bir yoludur. Zalim bir kişiyle sürekli iletişimde olmak, onun işlediği zulümlere şahit olmak, hatta bazen bu zulümlere istemeden de olsa onay vermek anlamına gelebilir. Müslüman, günahkâr bir ortamdan ve günahlara ortak olmaktan kaçınmakla yükümlüdür. İslam, bir kişinin iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevini vurgular. Ancak bu görev, kişinin kendisine zarar vermemesi şartına bağlıdır. Eğer zalim komşuyla diyalog kurmak veya onu uyarmak daha büyük bir fitneye yol açacaksa, iletişimden kaçınmak daha hikmetli bir davranış olabilir. Ancak ilk etapta, komşunuzun yaptığı kötü davranışlara karşı sabırlı olmak ve uygun bir dille onu uyarmak tavsiye edilir. Belki de yaptıklarının yanlış olduğunun farkında değildir. Eğer uyarılar fayda etmiyorsa ve komşunuz zulmüne devam ediyorsa, onunla olan ilişkinizi asgari düzeye indirmek en doğru yaklaşımdır. Gerekli durumlarda selamlaşmak dışında samimi sohbetlerden ve gereksiz temaslardan kaçınmak gerekir. Eğer komşunuzun zulmü malınıza veya canınıza zarar veriyorsa, bu durumda hukuk ve yasalara başvurmalıdır. İslam hukuku, Müslümanlara haklarını koruma yetkisi vermiştir. Özetle, zalim bir komşuyla zorunlu haller dışında görüşmemek, fıkhen caizdir. Bu, nefrete dayalı bir davranış değil, kişinin kendisini ve ailesini potansiyel zararlardan koruma amaçlı meşru bir tedbirdir.