Şatafatlı, alımlı ve dikkat çekici başörtüsü takmak ve satmak caiz midir?
Şatafatlı, alımlı ve dikkat çekici başörtüsü takmak ve satmak caiz midir?
Göz alıcı örtülerin de satıldığı başörtüsü dükkanında çalışmak caiz midir ?
URL Kopyala
Başörtüsü, İslam’da kadınların örtünme emri olan tesettürün bir parçasıdır. Bu bağlamda, başörtüsünün amacı ve niteliği, tesettürün genel ilkeleriyle doğrudan ilişkilidir. Kadınların doğal güzelliklerinin yanı sıra taktıkları takılar, yaptıkları makyaj ve giydikleri süslü elbiseler de “ziynet” kapsamında değerlendirilir. Tesettür, bu ziynetlerin yabancı erkeklere gösterilmemesi için emredilmiştir. Tesettürün bir diğer amacı da, kadının yabancı erkeklerin dikkatini çekmesini engellemektir. Bu, hem fiziksel görünüş hem de davranışlarla ilgilidir. Abartılı, şatafatlı ve göz alıcı bir dış giyim tarzı, bu amacın tam tersi bir etki meydana getirir. Bu ilkeler ışığında, şatafatlı ve dikkat çekici dış başörtüleri, tesettürün ruhuna ve amacına aykırı kabul edilir. İslam, mütevazılığı ve sadeliği teşvik eder. Şatafatlı bir dış başörtüsü, kişinin süsünü ve varlığını ön plana çıkarır, bu da tesettürün temelinde yatan tevazu ilkesiyle çelişir. Başörtüsünün asıl amacı, kadının ziynetini örtmektir. Ancak başörtüsü, işlemeleri, parlak kumaşı veya abartılı deseniyle bizzat kendisi bir ziynet halini alırsa, örtme işlevini yitirir ve tesettürün mantığına ters düşer. İslam fıkıhında “fitne” kavramı, insanlar arasında karışıklık, çekişme veya ahlaki bozulmaya yol açabilecek durumları ifade eder. Abartılı giyim tarzı, erkeklerin dikkatini çekerek fitneye yol açma potansiyeli taşır. Bu yüzden, dışarıda dikkat çekici giysilerden kaçınmak esastır. Bir şeyin kullanılması caiz değilse, onun ticaretini yapmak da caiz görülmez. Bu nedenle, tesettürün amacına aykırı olduğu için şatafatlı dış başörtüsü takmak tahrimen mekruh sayıldığından, bu tür ürünlerin ticaretini yapmak da aynı şekilde mekruh kabul edilebilir. Özetle, şatafatlı, alımlı ve dikkat çekici dış başörtüsü takmak, tesettürün temel ilkeleri olan sadelik ve tevazuya aykırı olduğu için caiz görülmez. Tesettürün amacına aykırı ürünlerin satışını yapmak, bu davranışın yaygınlaşmasına hizmet ettiği için helal kazanç olarak kabul edilmez.