Dövme, deriye iğne batırılarak ve boya enjekte edilerek yapılan kalıcı bir değişikliktir. İslam alimleri, dövmeyi haram veya tahrimen mekruh (harama yakın mekruh) olarak kabul eder. Nitekim şeytanın insanı aldatarak Allah’ın yarattığı fıtratı (doğal yapıyı) değiştirmesini emredeceği ayeti (Nisa Suresi 119) ve dövmeye yapan ve yaptıranları Allah’ın lanetlediğini bildiren hadisler bu konuda delil olarak gösterilir. Buna binaen, ameliyat izi olsa dahi dövmenin genel haramlık veya mekruhluk hükmünden kurtulmadığı belirtilmiştir. Çünkü dövme, Allah’ın yarattığı fıtratta kalıcı bir değişikliktir ve izi kapatmak için bile olsa bu yola başvurmak caiz değildir. Çirkin bir görüntüyü gizlemek için haram bir yola başvurmak yerine, meşru çözümlere başvurarak şifa aramanın gerekli olduğu vurgulanır. Nitekim günümüzde yara izlerini hafifletmek veya gidermek için lazer tedavileri, mikro-iğneleme, cerrahi revizyon gibi birçok medikal ve estetik yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler, genellikle dövmeye göre daha az tartışmalı ve İslam fıkhı açısından daha kabul edilebilir görülür, çünkü fıtratta kalıcı bir değişiklikten ziyade, mevcut durumu iyileştirmeye yöneliktir. En önemlisi de; bir yandan meşru çözümler ararken, bir yandan da bu izi bir imtihan olarak görmek, sabır göstermek ve Allah’ın takdirine razı olmak manevi açıdan çok değerlidir.