Mezar ziyaretleri, ahireti hatırlamak, ölümden ibret almak ve vefat edenlere dua etmek amacıyla yapılır. Kabristana girildiğinde selam verilir. Kur’an okunabilir, Fatiha ve diğer sureler okunarak vefat edenlerin ruhlarına bağışlanabilir. Vefat edenler için Allah’tan mağfiret dilenir. Özetle, Salih zatlara duyulan sevgi ve saygı, dualarla, onların hatıralarını anmakla ve güzel ahlaklarını örnek almakla gösterilmelidir; mezar taşlarını öpmek gibi fiillerle değil. “Teberrük”, bereket istemek, bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak ondan feyiz ve hayır ummak anlamına gelir. İslam’da, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) eşyaları, mübarek saç ve sakal telleri gibi zatına ait şeylerle Sahabe-i Kiram’ın teberrükte bulunduğu bilinmektedir. Ancak Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve Sahabe döneminde mezar taşlarını öpme, onlara el sürme veya onlardan teberrük umma gibi bir uygulama görülmemiştir. Dinde sonradan ortaya çıkarılan ve sünnete aykırı olan bu tür davranışlar “bid’at” olarak nitelendirilir.

Kabirlerin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam öğretisi ile bağdaşmaz. Salih zatlara karşı saygı duyulması ve onların hatıralarının yaşatılması önemlidir. Ancak bu saygı, onları ilahlaştırma veya onlara aşırı tazim gösterme boyutuna varmamalıdır. Mezarları öpmek, bu aşırı tazim sınırına girebilir ve kişilerin akidesine zarar verebilir. Kabir ziyaretlerinin asıl amacı, ahireti hatırlamak, ölümden ibret almak, vefat edenlere dua etmek ve onlar için Kur’an okumaktır. Salih zatların kabirleri ziyaret edildiğinde ise, onların yaşadıkları İslami hayatı örnek almak, dualarla anmak ve onlar için istiğfarda bulunmak esastır. Onların kabirlerinden bereket umarak mezar taşlarını öpmek, ziyaretin temel amacından sapmaktır. Sonuç olarak; salih zatların mezar taşını öperek teberrükte bulunmak, İslam fıkhında caiz görülmeyen bir davranıştır ve bid’at olarak kabul edilir. Tevhid inancının korunması ve şirke giden yolların kapanması açısından bu tür uygulamalardan uzak durulması gerekir.