Miras, payları Allâh tarafından belirlenmiş haklardır. Anne, baba veya kardeş de olsa kimse kimsenin hakkına el süremez. Bu, büyük bir günahtır. İslâm, koyduğu malî hükümlerde genel olarak külfet ve nimet dengesini gözetmiştir. Miras hukuku da buna dâhildir. Evlilik esnasında, evleneceği kadına mehir vermesi erkeğe emredilmiş, evlilikten önce kadının nafakası baba ve kardeşlerine, evlilik süresince de kocasına yüklenmiştir. Bu ve benzeri yönlerden bakılınca kadınların miras konusunda haksızlığa uğratılmadıkları anlaşılır. Kadının mirastan alacağı pay, vefât eden kimseye olan akrabalık derecesine göre değişir. Vefât eden kimsenin kızı olduğunu varsayarsak kadın; erkek kardeşleri ile beraber bulunduğunda kardeşinin aldığı payın yarısını, erkek kardeşi yoksa ve kız tek ise mirasın yarısını alır. Kızlar birden fazla olduklarında ise mirasın üçte ikisini alırlar. (Nisâ Sûresi: 11) Bu üçte ikiyi aralarında eşit olarak paylaşırlar.

Soruda geçen mesele; 8 den yapılır, yani miras 8 hisseye bölünür. Ölenin eşine 1/8 (sekizde bir) verilir, (evli bekar ayrımı olmaksızın) kızların her birine de 1/8 (sekizde bir) verilir, oğulların her birine 2/8 (sekizde iki) verilir.