Birçok kadın, özellikle vücuttaki koyu bölgeleri veya yüz, el, bacak ve uyluk gibi belirli kısımları beyazlatmak amacıyla bazı ürünlere başvurmaktadır. Bu tür ürünlerin kullanımı, sadece beyaz bir cilde sahip olmak için değil, aynı zamanda hastalıklı değişiklikleri veya doğuştan gelen lekeleri tedavi etmek için de olabilir. Genellikle bu ürünler çeşitli formlarda bulunsa da, en yaygın olanları krem, hap veya sabun şeklindedir. Cilt beyazlatıcı ürünler, çok zararlı kimyasallar ve ağır metaller içerir ve birçok riski vardır. İçerdikleri (hidrokinon) adlı madde cilt kanserine yol açabilir ve ciltte cilt rengine aykırı lekelerin oluşmasına neden olabilir. Ayrıca içerdiği (cıva) maddesi zehirlenmeye yol açarak sinir sistemi ve böbreklerde hasara neden olabilir ve birçok psikolojik rahatsızlığa yol açabilir. Buna ek olarak, cildin yaşlanmasına ve yaralanmalara neden olabilir. Cilt rengini açmakla ilgili olan (kortizon) maddesi ise hormon dengesizliğine, yüzde kıllanmaya, ciltte incelmeye ve kan damarlarının genişlemesine neden olabilir.

Bu konudaki hüküm, beyazlatma işleminde izlenen amaç ve yönteme bağlıdır. Bu nedenle hüküm iki durumdan ayrı düşünülemez. İlk Durum: Beyazlatmanın kozmetik tıbbi işlemlerle yapılması ki bu caiz değildir. Çünkü kozmetik işlemlerle – derin peeling gibi – cilt rengini açmak, buna gerçek bir ihtiyaç olmadan, sadece lüks, keyif ve başkalarını aldatma amacıyla ve Allah Teâlâ’nın insanı yarattığı şekli değiştirme yoluyla olur ki bu da sahabe Abdullah bin Mes’ud’un (radiyallahu anh) hadisinde geçen nehyin kapsamına girer.

İkinci Durum: Cilt renginin, zararlı maddelerden arındırılmış ve beyazlatma işleminde hafif bir etkiye sahip özel ürünlerle, örneğin kremler ve kozmetik pudralarla açılması ki bu caiz görülmektedir. Çünkü bu tür tasarruflarda asıl olan mübahlıktır ve kınanan değişikliklerden değildir. Çünkü kınanan değişiklik, organın şeklini değiştiren bir değişikliği içerir ve bu durum böyle değildir. Burada cilt üzerindeki kirlerin giderilmesi söz konusudur. Bu tür ürünlerin kullanımı, kına ve sürme gibi süslenmelere kıyaslanabilir. Ancak ürünlerin temiz olması, geçici bir etkiye sahip olması ve herhangi bir zarar içermemesi, ayrıca süslenmenin şer’i sınırları hakkında belirtilen şartlara uygun olması gerekir.