Ahzab 59. Ayetin emri gereği, başta Peygamber Efendimizin “sallallahu aleyhi ve sellem” hanımları olmak üzere, bütün hanım sahabeler siyah örtülere bürünmüşlerdir. Peygamberimizin (s.a.s.) pâk zevcelerinden, müminlerin annesi, Hz. Aişe validemiz (r.a) bunu şöyle anlatmıştır: Ensar kadınlarına Allah rahmet etsin. Cilbab ayeti indiği zaman mırtılarını (mırtı bir çeşit kumaştır) yardılar, onunla başlarını sardılar da Rasûlullah’ın (s.a.s.) arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi idi. (Elmalı : c.6-s.338) Aynı mana da yine Peygamber Efendimizin (s.a.s.) zevcelerinden Ümmü Seleme (r.a.) şöyle demiştir: “Bu âyetin nüzulünden sonra ensarî kadınları siyah çarşaflara büründüler. Sanki hepsinin başına birer karga konmuştu.” (Cessas, C. 3. S. 372)

Rivayetlerde görüldüğü üzere siyah renk dikkat çekme bakımından ehven olduğundan tercih edilmesi güzeldir. Ancak bununla birlikte müslüman kadının hicabının renginin siyah olması gerekir, diye bir şart yoktur. Bu sebeple müslüman kadın, dikkat çekmeyen başka bir renkte de dış elbise giyebilir. Nitekim Erzurum bölgesinde ihram dedikleri örtü açık renkte olduğu halde çekici değil aksine iticidir. Ancak giyilen elbisenin, örfte erkeklere âit olan renklerden olmaması ve zînet olan yani erkeklerin bakışlarını üzerine çeken (cezbeden) nakışlı ve süslü elbiselerden olmaması gerekir. Nitekim Müslüman kadının örtüsünde esas mesele; örtünmeyi sağlaması, eli ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesinin yanında dikkat çekmeyen renk ve tarzda olmasıdır.

Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için, altını göstermeyecek şekilde kalın ve avret yerlerini örtecek kadar uzun ve bol olması gerekir. Bu nedenle, altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf, vücut hatlarını belli edecek şekilde dar olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz. Diğer taraftan kadınlar gerekli örtüyü sağlamak zorunda oldukları gibi, erkeklerin dikkatini çekecek bakışlardan, konuşmalardan ve yürüyüş tarzından da sakınmaları gerekir. Yani örtünün inançlı kadının namusunu koruyabilmesi için, kadının da örtünün namusunu koruması gerekir! Giyim kuşamda sadelik ve tabîilik tavsiye edilmiş, elbisenin vücudun hatlarını belli etmemesi ve içini göstermemesi üzerinde durulmuş, cinsler arası farklılık ve diğer din mensuplarına benzememek de kural olarak benimsenmiştir.