Menü

Zanlıya suçunu itiraf ettirmek için işkence yapmak caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
504 görüntülemeDavalar ve Şahitlik

Zanlıya suçunu itiraf ettirmek için işkence yapmak caiz midir?

İslam hukukunda işkencenin caiz olduğu durumlar var mıdır? Savaş esirin veya yakalanan suçluya suçunu ikrar ettirmek için işkence yapılabilir mi? Yapılabilirse ölçüsü nedir?

İnsanlara inanç ve düşünceleri nedeniyle işkence edilmesine izin vermeyen İslâm, yaptığı hukuki düzenlemeler ve koyduğu kurallarla yargılama sırasında da maddi veya manevî işkenceye maruz kalmalarını önlemiştir. İslâm hukukuna göre, her şeyden önce, suçu ispat edilmeyen kişi masumdur, suçlu muamelesine tabi tutulamaz; beraat-i zimmet asıldır. Cezalar şüphe ve zanlara değil, kesin delillere dayanmak zorundadır.

Şüpheler sanık aleyhinde değil, lehinde kullanılır. Şüphelenildiği için hiç kimse cezalandırılamaz, tam tersine herhangi bir şüphe durumunda cezalar düşürülür. Suçun ispatı, iddia edene düşen bir görevdir. Davalı suçsuzluğunu ispat etmeye zorlanamaz; yalnızca yemin teklif edilebilir. Herhangi bir zorlamanın söz konusu olduğu tüm beyanlar geçersizdir, hukuki anlamda bir delil sayılamaz. Bu nedenle hiç bir kimse, hiçbir şekilde itirafa zorlanamaz.

Zû Kelâ’ kabilesinden bir grup, Yemen valisi olan Numan b. Beşir’e, mallarını çaldıkları iddiasıyla birkaç adam getirdiler. Numan, onları birkaç gün hapsettikten sonra serbest bıraktı. Bunu duyan mal sahipleri, “Dövüp baskı yapmadan onları nasıl bırakırsın?” diye Numan’a kızıp sitem ettiler. Numan onlara “Benden ne istiyorsunuz? İsterseniz onları döveyim. Eğer mallarınız ortaya çıkarsa bir problem yok. Ancak mal ortaya çıkmazsa onlara attığım dayağın aynısını size de atarım.” dedi. Onlar, “Bu, senin hükmün müdür?” dediler. Numan, “Hayır, bu, Allah Azze ve Celle ile O’nun Peygamberi’nin (sallallâhu aleyhi ve sellem) hükmüdür.” şeklinde cevap verdi.[1]

Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), savaşa gönderdiği bir ordu veya müfrezenin başına bir komutan tayin edince komutana ve maiyetindeki askere takvanın yanında şu tavsiyelerde bulunurdu: “Allah’ın adıyla savaşın. Allah’ı inkâr edenlerle savaşın. Savaşın ancak aşırı gitmeyin, (antlaşmalarınızı bozmayın) işkence yapmayın…”[2]

 


Kaynakça:

[1] Nesâî, Kat’u’s-Sarik, 2
[2] Müslim, Cihad, 3

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 21/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..