Halı gibi sıkılmaya elverişli olmayan necis eşyanın temizlenmesi için üç kez yıkanması ve her defasında son damlası kesilene kadar beklenmesi veya damlama kalmayacak şekilde makineyle çekilmesi gerekir. Necis olan cami halısının nakli mümkün olmuyor ise necis bölgenin altına leğen koyup yukarıda zikredilen işlem necis bölgeye uygulanabilir. Necaset halı gibi büyük döşeme gereçlerine bulaştığında bu büyük eşyaların temizliği necaset bulaşan bölgeye su dökmekle yapılır. Su, necaseti kapladıktan sonra makineyle veya sünger benzeri şeylerle suyu çekilir, bu şekilde görünen necasetin izi kalmayacak şekilde giderilirse necis bölge tahir/temiz olur. Şayet necaset yok olmazsa ihtiyaca göre işlem iki veya üç defa tekrarlanır.

Necasetin kendisi yok olmasıyla birlikte kan gibi çıkması zor olan rengin kalmasında bir sakınca yoktur. Zira Rasulullah ”sallallahu aleyhi  ve sellem”, adet kanıyla ilgili şöyle demiştir: “Su yeterlidir, izi zarar vermez” (İmam Ahmed 8412) Necasetin bertaraf edilmesi konusunda vacip olan şey, arındırmaktır. Şayet necaset, sidik vb. gibi gözle görülmeyen bir unsur ise üç defa yıkamak vaciptir daha fazlası vacip değildir. Fakat ihtiyaç halinde daha fazla yıkamak güzeldir. Nitekim Rasulullah ”sallallahu aleyhi ve sellem” şöyle buyurdu: “Biriniz uykusundan uyandığı zaman elini üç defa yıkamadan elini bir kaba sokmasın” Necaset dışkı gibi gözle görülen bir unsur ise, bunu mutlaka gidermek gerekir. Necaset giderildikten sonra da iki veya üç defa yıkamak mustehaptır. (Muslim Şerhi)

Yağlı, paslı elbiseler ile kılınan namaz sebebiyle kirlenen halılar necis olmaz. Kan, idrar, irin, dışkı, ağız dolusu kusmuk gibi necasetlerden korunmuş olan mekanlarda namaz sahih olur. Ancak namazı hem kerahetten hem de fesattan korumak için tüm camilerde temiz bir seccade ile namaz kılınması ihtiyatlı ve güzel bir amel olacaktır. Halıda necaset bulunması, temiz bir seccade ile namaz kılmaya da mani değildir. Nitekim ne kadar dikkat edilse de farkında olmadan halılar necis olabilmekte ve namazın fesadına sebebiyet verebilmektedir.

”Eşyada asıl olan taharettir” yani temizliktir fıkıh kuralı gereğince camilerdeki halıların temizliğini araştırmak zorunlu olmaz denilebilir. Fakat günümüz şartlarında insanların necasetten korunma bilgisi zayıf olduğu için farklı birçok vesilelerle cami halıları necis olup namaz sahih olmayacak şekilde kirlenme boyutu oldukça yaygınlaşmıştır. Bu nedenle bu fıkıh kuralının günümüz şartlarında cami halıları için pek de sağlak sağlıklı işleyebileceğini söyleyebilmek mümkün gözükmemektedir.

Namaz kılan bir müminin, Cenab-ı Hak Hazretlerinin huzuruna duracağı zaman, bedeninin, elbisesinin ve namaz kıldığı yerin temiz olmasına dikkat etmek mecburiyeti vardır. Nitekim hadesten taharet gibi necasetten taharet de, namazın farzlarından, yani olmazsa olmazlarından biridir. Hal böyle olunca bilhassa Müslümanların temizliğe ayrı bir önem vermeleri, taharet konusunda titiz davranmaları fevkalâde önem arz etmektedir. Zira durulan huzur Âlemlerin Yüce Rabbinin huzurudur. Ve o huzura ancak temiz olanlar lâyıktır. Huzurda duranların kalplerinin temizliği kadar dış dünyalarının, zahirlerinin de temiz olması gerekmektedir.