Bir işe girmeden önce, işverenin işçilere cuma namazına müsaade etmediği baştan biliniyorsa, o işe girmek caiz değildir. Fakat çalıştığınız işyerinde sonradan, işveren cumayı yasaklarsa, bu durumda işverene cuma namazına gideceğinizi, size ve diğer Müslümanlara izin vermesi gerektiğini bildirmelisiniz, ve ona gerekirse bu zamanı, ek iş yaparak telafi edeceğinizi söyleyebilirsiniz. Cumaya gitmek için elinizden gelen tüm teşebbüslere başvurduktan sonra yine de cumaya gitme imkanı olmazsa bu durumda bakılır; şayet mağdur iseniz, cuma ya izin veren bir iş bulana kadar, geçici olarak çalışmaya devam eder, iş bulunca da hemen işinizi değiştirirsiniz. Vardiyalı sistem sebebiyle cuma namazı kılamayanların olduğu bir işyerinde vardiyalı çalışmayıp cuma namazına gidebilen kimseler için burada çalışmakta bir sakınca yoktur.

Gayrimüslim bir ülkede çalışan ve cuma namazı kılma imkanı bulamayan bir kişinin dinen sorumlu olup olmadığı konusu, İslam fıkıhında önemli bir meseledir. Cuma namazı, ergenlik çağına ulaşmış, akıl sağlığı yerinde olan, mukim (yolcu olmayan) ve meşru bir mazereti bulunmayan her Müslüman erkek için farz-ı ayındır. Şayet bir Müslüman, cuma namazının farz olduğunu bilerek ve isteyerek terkediyorsa, dinen sorumluluk altına girer. Ancak gayri müslim ülkede cuma namazını kılmaya maddi veya manevi bir engel varsa, yani kişi elinden gelen çabayı sarf ettiği halde cuma namazını eda edemiyorsa, bu durumda durum farklı değerlendirilir. Gayrimüslim bir ülkede çalıştığı için cuma namazı kılma imkanı bulamayan bir kişinin öncelikle yapması gerekenler şunlardır: Mümkünse işverenle cuma namazı için izin konusunda konuşulmalı, cuma namazı vaktinde kısa bir süre için de olsa izin talep edilmelidir. Bazı işyerleri, çalışanlarının dini vecibelerini yerine getirmeleri konusunda anlayış gösterebilir.

Çalışılan yerin çevresinde cami veya cuma namazı kılınan bir yer olup olmadığı araştırılmalıdır. Kısa bir mesafe için dahi olsa ulaşım imkanları değerlendirilmelidir. Şayet mümkünse işyerinde veya yakınında küçük de olsa bir yeri mescit olarak belirleyip en az üç kişi bir araya gelerek cuma kılabilirler. Eğer tüm çabalara rağmen cuma namazı kılma imkanı bulunamıyorsa ve bu durum sürekli ise, sürekli biçimde cuma namazını eda edebileceği başka bir iş arayışı içine girmek düşünülebilir. Bu durum, kişinin dini vecibelerine verdiği öneme göre değişir. Cuma namazı kılma imkanı olmayan kişi, cuma namazı yerine öğle namazını kılmakla yükümlüdür. Yani, cuma namazı kılamayan kimseler için öğle namazı farziyeti devam eder. Kişi, cuma namazını kılamadığı için Allah’tan af dilemeli ve bu durumdan kurtulmak için dua etmelidir. Lazım olan, kişinin samimi bir niyetle ve elinden gelen tüm imkanları kullanarak dini vecibelerini yerine getirme gayretinde olmaktır.