Tabure ve sandalye benzeri oturaklarda kılınan namaz sahih olur mu?
Tabure ve sandalye benzeri oturaklarda kılınan namaz sahih olur mu?
Hem rükû hem de secde, ya da sadece secde yapamayan kişi namazını nasıl kılar, bu kişi sandalyede namaz kılabilir mi?
Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed’e göre; hastalığı sebebiyle namazda secde yapamayan kişi, bununla birlikte; sadece kıyama ya da rükû ile beraber kıyama gücü yetse dahi, kolayına geldiği şekilde, ayakta, yerde, tabure, sandalye veya sedir gibi şeyler üzerine oturarak namazını usûlüne uygun olarak îmâ ile kılabilir. Hanefî mezhebinde fetvâ budur.
Hanefî mezhebinden Züfer ile diğer üç mezhep imamlarına göre; kıyam ve rükû, namazın rükûnleri olduğu için bunları yapabilen terk edemez, sadece secdeye gücü yetmediği için onu îmâ ile yapar.
Hanefî mezhebinin müçtehitlerinden üç imamın gerekçesi şöyledir; namazda ibadet yönünden asıl olan secdedir, kıyam ve rükû ise secdeye vesile olduğu için vardır, dolayısıyla hastalığı sebebiyle namazın aslı olan secdeyi yapamayan kişiden hem kıyam hemde rükû düşer ve namazını îmâ ile kılar.[1]
Îmâ ile namaz kılan kişi de; başını rükûda biraz, secdede ise rükûdan daha fazla eğer. Bununla birlikte gerekli olmadığı hâlde, vücudun baş ile birlikte eğilmesiyle de îmâ yapılmış olur. Sonuç olarak, kişi ayakta durmaya gücü yettiği hâlde, rükû ve secdeye yada sadece secdeye gücü yetmiyorsa ayakta veya oturarak îmâ edebilir; ancak mümkünse yere oturarak îmâ etmesi menduptur. Başı ile îmâ etmeye de gücü yetmeyen kimse, Hanefî Mezhebi’nde tercih edilen görüşe göre namazını kazaya bırakır; gözleri, kaşları veya kalbiyle îmâ ederek namaz kılamaz.[2]
Kaynakça:
[1] İbni Âbidin, Reddu’l-Muhtâr, Kitâbu’s-salât, bâbu sıfati’s-salât; c. 1, s. 445
[2] Mevsılî, el-İhtiyâr, Kitâbu’s-salât, bâbu salâti’l-merîd; c. 1, s. 77
URL Kopyala