​İslâm’da sadaka ve zekâtın temel amacı, ihtiyacı olan kişilerin nafakasını sağlamak, yoksulluğu gidermek ve toplumsal dayanışmayı artırmaktır. Sadakayı alan kişinin parayı nasıl kullanacağı, sadakayı verenin sorumluluğunda değildir. Bir kişi, ihtiyacını gidermek amacıyla para istediğinde ve sadaka kriterlerine uyduğunda, ona sadaka vermek caizdir. Kişinin günah olan bir davranışta bulunması, ona yapılan meşru yardımı haram kılmaz. Sadakayı veren, niyetini yerine getirmiş, sevabını kazanmış sayılır. Ancak ​eğer sadakayı veren kişi, paranın sigara gibi haram veya mekruh bir şeye harcanacağı yönünde kesin bir kanaate sahipse durum değişir. ​En güzel ve faziletli yol, paranın doğrudan sigaraya gitme endişesini ortadan kaldıracak şekilde ihtiyaç duyulan bir malı vermektir. ​Para yerine ona yiyecek (ekmek, sandviç, meyve) vermek. ​Soğukta ise sıcak bir içecek veya bir battaniye vermek. ​Bir hastalığı varsa ilaç masrafını karşılamak. ​Bu yöntemle, hem sadaka görevinizi yerine getirir, hem dilencinin temel ihtiyacını karşılar hem de paranın kötüye kullanılması endişesi giderilmiş olur. ​Eğer bu dilencinin parayı sigaraya harcayacağı konusunda güçlü bir şüphe varsa, sadakayı ihtiyacını meşru yolda kullanacağına emin olduğunuz başka bir fakir veya miskine vermek, sadakanın amacına daha uygun olur. ​Ayrıca dilenci, gözünüzün önünde sigara içiyorsa, onu güzel bir dille (hikmetle) sigaranın zararları ve dinî hükmü konusunda mümkünse uyarmak gerekir.