Satın alınan mal kesildikten sonra kusurlu olduğu anlaşılsa iade hakkı olur mu?
Satın alınan mal kesildikten sonra kusurlu olduğu anlaşılsa iade hakkı olur mu?
Kusurlu bir hastalığı olan hayvanı satın alan, malı kestikten sonra bu hastalık ortaya çıksa, kusur nedeniyle iade hakkı var mıdır?
Alıcının bir maldan hoşnut kalması çoğu zaman kusursuz olmasına bağlıdır; zira amacı satılan şeyden tam olarak yararlanmaktır ve bu, ancak kusursuz olmasıyla istenen şekilde gerçekleşir. Bu nedenle fakihler, değerini düşüren veya kullanım amacını engelleyen bir kusur bulunması halinde, alıcının kusurlu malı iade etmesinin caiz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Kusur nedeniyle iade hakkı, alıcı için satış sözleşmesinde şart koşulmamış olsa bile sabittir. Fakihler, kendisiyle malın iade edilebileceği kusur için -bazı detaylarında aralarında ihtilaf olmakla birlikte- şu şartları koşmuşlardır:
* Kusurun gerçek bir kusur olması ve bu konuda ehliyetli kişilere ve örfe başvurulması.
* Kusurun alıcıda değil, satıcıda iken meydana gelmiş olması.
* Kusurun teslimden sonra da devam etmesi ve iadeye kadar sürmesi.
* Satıcının kusurdan beri olduğunu şart koşmaması; örneğin “Her türlü kusurdan beri olarak sattım” deyip alıcının da bunu kabul etmiş olmaması.
* Alıcının alışveriş anında bu kusuru bilmemesi.
* Kusurun zahmetsiz ve masrafsız giderilememesi.
* Alıcının kusuru öğrenir öğrenmez derhal iadeye başvurması.
Satıcı, teslim anında satılan malda alıcıya varlığını garanti ettiği nitelikler bulunmaması, satılan malda değerini veya sözleşmede belirtilen yahut malın doğasından ya da hazırlanış amacından açıkça anlaşılan maksada göre kullanımını azaltan bir ayıp bulunması halinde tazminatla yükümlüdür. Satıcı, varlığını bilmese bile bu ayıptan sorumludur. Buna göre, kusurlu bir hastalığı olan bir hayvanı satın alan ve bu hastalığa yakalandığını satın aldıktan sonra keşfeden kişinin, yukarıda zikredilen şartlara riayet etmek kaydıyla, kusur nedeniyle iade hakkı vardır. “Bedâi’u’s-Sanâyi'” (5/276, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye baskısı), “el-Muğnî İbn Kudâme” (4/128, Mektebetü’l-Kahire baskısı)
URL Kopyala