Menü

Saime ve ticaret hayvanlarının zekat hükümleri nelerdir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
647 görüntülemeZekat ve Öşür

Saime ve ticaret hayvanlarının zekat hükümleri nelerdir?

Hayvanların zekatı nasıl hesaplanır? Borçlar ve masraflar düşülür mü?

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 17/03/2025

URL Kopyala
0

Zekâta tabi olan hayvan türlerinin elde bulunması aşağıdaki şekilde olabilir:

a) Alım satımı yapılarak ticaret malı olarak elde bulunan hayvanlar ticaret malının zekâtına tabi olur. Besicilerin kâr etmek için elde tuttuğu hayvanlarla, ticaret amacıyla beslenip büyütülen kuzu ve buzağılar da ticaret malı sayılır. Bunlar nisaba ulaşınca, yıl sonunda diğer ticaret malları gibi kıymetleri üzerinden kırkta bir zekâta tabi olur. Bunlar yılın çoğunda yemle beslense bile masraflar düşülmeden zekata tabidir. Ancak şayet hayvanlardan dolayı veya herhangi bir sebeple kişinin borçları varsa zekat hesaplanırken bu borçlar düşülür.

b) Sığır, manda ve deve cinsi gücünden yararlanmak için elde bulunursa, temel ihtiyaçlardan sayılır ve zekâttan muaf olur. Rasûlullâh (s.a.s), “Çalıştırılan hayvandan zekât vermek yoktur.” buyurmuştur. (Ebû Dâvud, Zekât, 5; Dârimî, Zekât, 36)

c) Yılın çoğunu ahırda yemle beslenerek geçiren hayvana “me’lûfe” denir. Bu çeşit hayvanlarda, mübah otlaklarda beslenmemesi ve masraflı bir bakıma tabi olmaları sebebiyle kâr bakımından artış yok sayılır. Bu yüzden günümüzde yetiştirip satma gibi bir ticaret amacı olmaksızın sırf eti, sütü veya yavrusu için yılın yarıdan fazla bölümünde ahırda yemle beslenen hayvan türlerinin kendilerine zekât gerekmez.

Ancak, bunların sütleri ve bundan elde edilen yağ ve peynirler, hayvanların kesimi sonucu satılan etleri, yine satış için elde tutulan yavruları diğer zekât mallarına eklenerek para veya ticaret malı olarak zekâta tabi olur. Buna göre bu çeşit cins ineklerin ve hayvan çiftliklerinin zekât dışı kaldığı söylenemez. İslâm’ın “me’lûfe” çeşidini zekâttan muaf tutması hayvancılığı teşvik içindir. Çünkü ağılda bakım hem güç, hem de masraflıdır.

d) Alım satım yoluyla ticareti yapılmayan ve yılın yarıdan fazlasını mübah mer’alarda otlayarak beslenen hayvanlara “sâime” denir. Bunların da hayvan nisaplarının altında kalan miktarları zekâttan muaf tutulmuştur. Meselâ; bir kimsenin otuz sekiz tane koyunu, yirmi sekiz sığırı ve dört devesi bulunsa türleri ayrı olan bu sâime hayvanlar yıl sonunda birbirine eklenemez, başka ticaret mallarıyla da birleştirilemez. Bu yüzden de bunlardan dolayı zekât gerekmez. Bu da hayvancılığı teşvik tedbiri olarak değerlendirilebilir.

Bunların dışında kalan at, katır, eşek, tavuk, hindi, tavşan, deve kuşu gibi evcil veya evcilleşmiş hayvanlar sadece ticaret amacıyla bakılırsa, ticaret malı gibi zekâta girer. Fakat gücü, yumurtası için beslenirse nakite dönüşüp elde mevcut olan geliri üzerinden nisaba mailk olan kimseler için zekâta tabi olur. Bu hayvanların kendisi satılınca da, satıştan ele geçen bedeli, zekatla mükellef olan bireylerin zekat seneyi devriyesi itibariyle diğer mallarla birlikte zekâta girer.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 17/03/2025
0
Toplam 1 cevaptan 1 tanesi gösteriliyor. Diğer cevapları görmek için tıklayın.
Cevap yaz..