İslam dinine göre infak, sadaka ve zekât gibi yardımlarda asıl olan, verilen malın kalitesidir ve bu konuda Kur’an-ı Kerim’de çok açık bir yönlendirme bulunmaktadır. ​Ancak pahalı marka ürünler yerine, uygun fiyatlı ancak kaliteli ve ihtiyaç sahibinin kullanmaktan hoşlanacağı ürünlerin tercih edilmesi gerekir. ​İslam’a göre sadaka ve infakta temel ilke, kişinin kendisinin de kullanmaktan çekinmeyeceği, temiz ve iyi maldan vermesidir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: ​”Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe (Allah yolunda harcamadıkça) asla iyiliğe (birr’e) ulaşamazsınız. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Âl-i İmrân Suresi, 92. Ayet) Bu ayet, bir Müslümanın Allah rızası için harcarken, kendi nefsine kolay gelen değersiz şeyi değil, bizzat sevdiği ve değer verdiği malı vermesi gerektiğini vurgular. Başka bir ayette ise şöyle buyrulur: ​”Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan (Allah yolunda) harcayın. Kendinizin göz yummadan almayacağınız kötü, değersiz şeyleri vermeye kalkışmayın…” (Bakara Suresi, 267. Ayet)

​Bu, kullanılmış, eski, yıpranmış, ayıplı veya başkasının işine yaramayacak durumda olan eşyaları “elden çıkarma” amacıyla sadaka olarak vermenin doğru olmadığını gösterir. Fakat ​eğer bir ürün sadece pahalı bir marka olduğu için bağışlanıyorsa ve bu yüksek fiyat aşırı lüks veya ihtiyaç dışı gösteriş içeriyorsa, bu infakın makbuliyetini artırmaz. ​Aksine, fıkıh alimleri sadakada israftan kaçınılması gerektiğini de belirtir. Muhtaç birine, onun yaşam standardının çok ötesinde, gereksiz pahalı bir ürün vermek anlamsız olur. İhtiyaç sahibinin işini görecek, uzun süre kullanabileceği, temiz ve dayanıklı ürünler tercih edilmelidir. Bu, uygun fiyatlı, halkın çoğunluğunun kullandığı, kaliteli ve temiz ürünler anlamına gelir. ​Önemli olan, muhtaca o ürünü verirken onu küçük düşürmemek ve kendisine verdiğiniz eşyadan dolayı onun kalbini kırmamaktır. Ayrıca bağışladığınız mal, muhtaç kimseyi başkalarına karşı mahcup etmemelidir.