İslam hukukunda avret, hem erkek hem de kadın için örtülmesi gereken vücut bölgeleridir. Kadınlar için bu, yüz ve el dışında tüm vücudu kapsar. Kolun bir kısmı veya el bileği gibi normalde açıkta kalan bölgeler bile, ziynet (süs) amaçlı bir şey takıldığında fitneye yol açabilir. Ziynet, süs eşyası veya güzelliği artırıcı her türlü nesnedir. Yüzük, küpe, kolye gibi takılar bu kategoriye girer. Bu görüşe göre, kol saati de bir tür takı ve ziynet eşyasına dönüşmüştür. Bir görüşte, İslam’da kadınların ziynetlerini mahrem olmayan erkeklere (namahrem) göstermesi mekruh kabul edilir. Kol saati, zamanı göstermesinin ötesinde bir aksesuar ve ziynet olarak kullanılmaktadır. Özellikle değerli metallerden yapılmış, gösterişli ve dikkat çekici saatler bu kategoriye daha kesin bir şekilde girer. Bir kadının dışarıda bu tür bir ziynet eşyası takmasının, namahrem erkeklerin dikkatini çekebileceği ve fitneye yol açabileceği malumdur. Bu durum, İslam’da iffet ve tesettür prensiplerine aykırı görülür. Saat takmak için kolun bilek kısmının açıkta olması gerekir. Özellikle saat takmak amacıyla giysinin kolunu sıyırmak veya bu bölgeyi açıkta bırakmak, avret sınırları içindeki bir bölgenin teşhir edilmesine neden olabilir. Telefonun yaygınlaşmasıyla kol saatinin pratik bir ihtiyaç olmaktan çıktığı görüşü, bu argümanı güçlendirir. Eğer bir şey zorunlu değilse ve şer’i (İslami) hassasiyetlere aykırı olma potansiyeli taşıyorsa, ondan kaçınmak daha ihtiyatlı (tedbirli) bir yaklaşım olarak görülür.