Menü

Namus üzerine yemin ederek gayri islami düzende memur, hakim, savcı, avukat vb. olmak caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
605 görüntülemeDevlet ve Halk İlişkileri

Namus üzerine yemin ederek gayri islami düzende memur, hakim, savcı, avukat vb. olmak caiz midir?

Allah’ın isim ve sıfatları zikredilmeden söylenen bir sözün yemin sayılıp sayılmamasında toplumun örfü ve kutsal hakkındaki değerlendirmesi ölçü alınır. Kuranı Kerim’in, Allah’ın indirdiği ile hüküm vermeyenleri kötülerken, bununla hüküm verme imkânı bulunduğu halde başkasını tercih edenleri kastettiği açıktır. “Allah kimseye gücünün üstünde yük yüklemez”. O’nun indirdiği ile hükmetmeye güç yetmiyorsa, güç getirilen zulmü azaltmak, adaleti çoğaltmak için bu şekilde kerhen yemin ederek vazife alan kişi İslam dairesinden çıkmış olmaz. Laik düzende iktidar, hakim, avukat vb. olmak için namus, şeref vb. üzerine yemin etmek zarurete dayalı olarak caiz olabilir. Zaruret; Müslümanların haklarını mümkün olduğu ölçüde korumak ve onlara zulmü engellemek için başka çarenin olmamasıdır. Bir de asıl hedefe ulaşabilmek için bu yolun zaruri hale gelmiş olmasıdır.

İşte bu zaruret durumunda iktidar olanlar, anılan vazifeleri kabul edenler mecbur oldukları icraatları adil şekilde yapmaya gayret ederler. Bu insanlar mesleğini icra ederken Şeriat hukukunu tercih hakkına sahip değiller. Yapılan şey; mevcut kanunlarla ve imkânlar ölçüsünde adaleti azami derecede sağlamak, haksızlığı da asgariye indirmektir. Bunu yapmamanın alternatifi daha çok haksızlıktır. O halde haksızlığın giderebildiği ölçüde giderilmesi, hakkın yapılabildiği ölçüde ayakta tutulması gerekir. Şayet bu ülkede “şeriat ve (demokrasiyle perdelenmiş) laiklik” arasında tercih hakkı sunulsa burada ikinci şıkkı onaylamak caiz olmazdı. Ancak bu gün böyle bir şey söz konusu değildir. Halihazırda laik bir sistem vardır ve bu sistem dışında kalmak zordur. Nitekim bir çok resmi işlemlerde benzeri durumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Ancak memur olmak için yapılan bu davranış masum bir davranış da değildir. Zira kimse memur olmak zorunda değildir, hatta zorunlu olmadıkça takva yönüyle tavsiye edilen bir durum da değildir.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 11/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..