Adağın geçerli olmasının şartlarından birisi de; adanan ibadetin cinsinden dinde farz ya da vacip bir örneğinin bulunmasıdır. Nitekim Kur’an okumak namazda farz olduğuna göre bu yönde yapılacak olan adak da geçerli olur ve bu adağın yerine getirilmesi gerekir. Çünkü, Kur’an okumak bizzat maksud olan bir ibadettir. (Nitekim Kur’an; “tilavetiyle taabbud edilen kitap” olarak tarif edilir.) Bu görüş İbni Abidin’in de tercih ettiği görüştür.^[1]

Bu durumda, her gün Kur’an’dan belli bir miktar okumayı adadığı halde bazı günler bunu yerine getiremeyen kimse okuyamadığı günleri kaza etmesi gerekir. Fakat adak yapan kişinin altından kalkamayacağı ölçüde adak’ta bulunmuş olması durumunda ise yemin kefareti vermesi yeterli olur. Nitekim hadis-i şerifte; “nezrin keffareti yemin keffaretidir” buyrulmaktadır.

Kaynakça:

[1] Raddu’l-muhtar, 3/738