Menü

Kebair günah sahibi müminler kâfirlerle çarpışırken ölse şehit olur mu?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
668 görüntülemeCenaze Bahsi

Kebair günah sahibi müminler kâfirlerle çarpışırken ölse şehit olur mu?

Allâh yolunda canını feda eden Müslümana şehit denir. Şehitlik, İslâm’da en büyük mertebedir. Şehitlerin Allâh katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin peygamberlikten sonra şehitlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehitlerin bütün günah ve kusurları Allâh tarafından af edilmektedir.

Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri: “Ölürsem şehîdim, kalırsam gazi!” inancıdır. Bu durum, âyette “iki güzelden biri” şeklinde ifâde edilmiştir.[1] Yani, mü´min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır; ya gâlip gelinecek, ya da mağlup olunsa bile gazi veya şehit olunacaktır.

Ancak, Allâh yolunda şehit olmanın başlıca şartları şunlardır:

a) Mümin olmak.
b) Allâh rızası için savaşmak, dünyalık için değil.
c) İntikam almak gibi nefsani bir amaç olmamak.
d) Çarpıştığı savaşın meşru (haklı) bir savaş olması.
e) Savaştan kaçarken öldürülmüş olmamak.

Bu şartların bulunmasıyla birlikte, kişi ne kadar günahkâr olursa olsun, şehit olmasına engel değildir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) bir hadîste şöyle buyurmuştur:

“Şehitler dört kısımdır:

1) Îmânı kuvvetli bir mü’mindir ki, düşmanla karşılaşmış ve (cesur bir şekilde devamlı ileri atılarak savaşarak) Allâh’a karşı (sözünde) sadık kalmış, tâ ki ölmüştür…

2) Îmânı kuvvetli bir mü’mindir ki, düşmanla karşılaşmış, ürktüğünden ötürü (devamlı ileri atılamayıp) bedeni dikenli büyük bir ağacın dikeni ile vurulmuş gibi yaralanmış, (uzaktan) kimin attığı belli olmayan bir ok ona isabet etmiş ve onu öldürmüştür. Bu ikinci derecededir.

3) Sâlih ameline, kötü ameller de karıştırmış bir mü’mindir ki, düşmanla karşılaşmış ve ölünceye kadar Allâh’a karşı (sözünde) sadık kalmıştır. Bu üçüncü derecededir.

4) (Çok günahlar işlemek ile) Nefsine karşı haddi aşmış bir mü’mindir ki, düşmanla karşılaşmış ve ölünceye kadar Allâh’a karşı (sözünde) sadık kalmıştır. İşte bu da dördüncü derecededir.
[2]

 


Kaynakça:

[1] Tevbe Sûresi: 52
[2] Tirmizî, Kitâbu fadâili’l-cihâd, 14; bâbu mâ câe fî fadli’ş-şühedâ, h. no: 1739

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 17/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..