Kazai hacetten sonra taharetlenme esnasında oluşan sıçrantılar necis midir?
Kazai hacetten sonra taharetlenme esnasında oluşan sıçrantılar necis midir?
İstinca yaparken bazı zamanlarda elbiseye veya bedene taharet için dökülen sudan su sıçrayabiliyor, bu sıçrayan damlalar necasetin muaf olan kısmına girer mi?
URL Kopyala
Unutulmaması gerekir ki bu konu, şeytanın insana vesvese verdiği konulardan biridir. Taharet alırken sıçrayan damlacıklardan şüpheye düşmemek gerekir. Kesin bir şekilde necis olduğuna kanaat getirmediği müddetçe bu tür vesveselere kulak asmaması gerekir. Bu bağlamda tuvalete elbisesiyle giren kimsenin elbisesinde bir ıslaklık olduğunda bunun necasetten bulaştığına dair kesin bir kanıt yoksa o zaman asıl olan taharet/temizlik hükmü kabul edilir. Ayrıca elbiselerini yıkamasına gerek kalmadan namazını kılabilir. Tabikî necaset, koku ve renk ile ayırt edilebilir. Bu durumda bulaşan yeri bol suyla temizlemek gerekir.
Şüphesiz taharet alırken musluktan elbiseye bulaşan su temizdir. Fakat elbiseye bulaşan su necaset giderilen sudan gelirse, ayrıca necasetten kaynaklı suyun bazı özellikleri değişmişse bu durumda su, necistir. Şayet söz konusu su, vücuda veya elbiseye bulaşırsa o yeri temizlemek gerekir. Fakat necasetten ayrıldığında özellikleri değişmemişse bu durumda su tahir olup bulaştığı yere de zararı olmaz. (El mevsua el Fıkhiye 29/99) Dolayısıyla taharetlenme esnasında kullanılan su necasetle karışıp kişinin üzerine sıçrarsa necis yapar. Şayet necasetle değişime uğramaz ve temiz zeminden sıçrarsa necis yapmaz.
Allah’a hamd olsun ki şeriat, her yönüyle mükemmel olup Allah’ın yarattığı insan fıtratına uyumludur. Nitekim şeriat kolaylıktır. Hatta insan vesvese ve kuruntulardan uzaklaşması için gerekli tedbirler alınmıştır. Bunun üzerine insanda asıl olan elbisesiyle birlikte temizdir. Kesin bir bilgi olmadan necaset olduğu kabul edilmez. Buna kanıt olarak bir adam Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e şöyle der: Namazda benden bir şeyler çıktığını hayal ediyorum. Bunun üzerine Rasulullah: “Kesinlikle bir ses veya koku hissetmediğin müddetçe namazdan çıkma” demiştir.
“Şüphesiz suyun kendisi tahirdir. Fakat ona necaset bulaştığında kullanımı yasaklanır. Kullanımın yasak olması içine bulaşan necasetten dolayıdır. Ama suyun kendisi temizdir. Şayet suyun temas ettiği necaset sebebiyle değiştiğine dair henüz bir belirti yoksa suyun temizliğine hükmedilir. Rivayet edildiğine Ömer bin Hattab, Hristiyan bir kadının testisinden abdest almıştır. Bir defasında Ömer Radiyallahu anhu arkadaşıyla birlikte su oluğun altından geçtiler, arkadaşı ev sahibine oluktan akan su temiz mi? Necis mi? Ömer: Ey Ev sahibi ona cevap verme! Bu onun sorunu değildir. Dedi. Dolayısıyla kişinin üzerine oluktan su aktığında necis olduğuna dair bir kanıt yoksa soru sorulmaz. (el Fetava el Kubra 1/225-226)