Kaçak elektrik kullanmak haramdır ve kul hakkına girmektedir. Elektrik, bir hizmet kuruluşu (genellikle kamu veya özel teşebbüs) tarafından üretilen ve bedel karşılığında satılan bir mal/hizmettir. İslam hukukunun temel prensiplerine göre, bir başkasının malını veya hizmetini izinsiz ve bedelsiz kullanmak gasp hükmündedir. Fıkıhta gasp veya hırsızlık yoluyla elde edilen her türlü faydalanma haramdır. Ayrıca kaçak kullanılan kısım, faturayı ödeyen diğer tüm abonelere yansıtıldığı için kul hakkına tecavüz anlamına gelir ve bu durum, Peygamber’imizin (s.a.s.) Veda Hutbesi’nde özellikle vurguladığı kul hakkı kapsamına girer. Kul hakkı, Allah hakkından daha ciddidir; zira Allah, dilerse kendi hakkını affeder, ancak kul hakkı, hak sahibi razı olmadıkça affedilmez. Yemeği pişirmek için kullanılan enerji (elektrik) haram bir yolla elde edilmiş bir hizmettir. Bu hizmetin bedeli, hak sahiplerine (ilgili kuruma) ödenmedikçe kişinin üzerindeki kul hakkı kalkmaz. Pişirme işlemi, haram bir hizmetle yapıldığı için, ikramı kabul eden kişi, haram bir hizmetin ürünü olan bir yemeği yemiş olur. Ancak yemek, bizatihi haram madde içermediği taktirde yiyenin sorumluluğu, yemeği hazırlayanın sorumluluğundan daha azdır. Yani kaçak elektrikle pişirilen helal yiyeceklerin maddesi helal olduğu taktirde, bizatihi haram (murdar) olmaz. Eğer ikramı yapanın tüm kazancının haram olduğu kesin değilse (ki günlük hayatta çoğunlukla böyledir), yemeği yemek fıkhen caiz görülmüştür. Ancak bu, kerahetle (hoş görülmemekle) birlikte caizdir. Müslümanın şüpheli şeylerden kaçınması esastır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Helal bellidir, haram bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli şeyler vardır. Kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini ve namusunu korumuş olur.” (Buhari, Müslim). Bu nedenle, kaçak elektrikle veya çalıntı odun vb. ile pişirildiğini kesin olarak bilen bir kişinin, takva gereği o yemeği yememesi veya durumun düzeltilmesi için o kişiyi uyarması en uygun davranıştır. Dolayısıyla, ikram edilenin yemesi haram olmamakla birlikte, vera (dinî hassasiyet) açısından kaçınılması daha doğrudur.