Tövbe, insanın işlediği günahlardan dolayı pişman olup Allah’tan af dilemesidir. İslam inancına göre, samimi bir şekilde yapılan tövbe ile Allah’ın affetmeyeceği hiçbir günah yoktur. Allah, Kuran-ı Kerim’de şirk (Allah’a ortak koşma) günahını affetmeyeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak bu, bir kişi şirk günahı üzerinde ölürse geçerlidir. Eğer kişi hayattayken bu büyük günahtan samimi bir tövbeyle dönerse, Allah’ın affına kavuşabilir. Tövbe kapısı, ölüm gelene kadar herkese açıktır. Bir diğer önemli istisna ise kul hakkıdır. Bir günahın affı için, o günahın Allah ile kul arasında olması gerekir. Eğer işlenen günah başkasının hakkını ihlal ediyorsa (örneğin hırsızlık, iftira, cana kıyma, vb.), sadece Allah’tan af dilemek yeterli olmaz. Bu durumda, hak sahibinin hakkının iade edilmesi veya onunla helalleşmek gerekir. Eğer hak sahibi hayatta değilse veya ulaşılamıyorsa, onun adına hayır yapmak gibi yollarla Allah’tan af dilenir.
Tövbenin kabul olması için bazı şartlar vardır:
* İşlenen günahtan pişmanlık duymak.
* O günahı hemen terk etmek.
* Bir daha o günahı işlememeye kesin karar vermek.
* Günah kul hakkıyla ilgiliyse, hak sahibiyle helalleşmek.
Sonuç olarak, İslam’a göre, samimi bir tövbe ile Allah’ın affetmeyeceği bir günah yoktur. Ancak bu tövbenin geçerli olması için şartlarına uygun yapılması ve kul haklarının iadesinin de sağlanması esastır. En önemlisi, Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmemektir.