Menü

Hesaba yazdırarak mal alıp, ödeme günündeki fiyatı üzerinden borcu kapatmak caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
205 görüntülemeAlışveriş
0 Yorum

Hesaba yazdırarak mal alıp, ödeme günündeki fiyatı üzerinden borcu kapatmak caiz midir?

Bir ürünü vadeli satarken, vadenin uzun olması ve yüksek enflasyon nedeniyle, fiyatı değilde ürünün kendisini yazıp, ödeme günü geldiğinde ürünün güncel fiyatı baz alınarak ödenmesi şeklinde bir alışveriş caiz midir?

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 26/05/2025

URL Kopyala
0

Bir ürünü vadeli satarken, ödeme günü geldiğinde ürünün güncel fiyatı üzerinden ödeme yapılmasını şart koşmak, İslam fıkıhına göre genel olarak caiz değildir. Bu tür bir satış işlemi, “semenin (bedelin) meçhul olması” yani bedelin belirsiz olması hükmüne girer ve fıkhen geçerli bir akit (sözleşme) sayılmaz. İslam hukukunda bir satış akdinin geçerli olabilmesi için temel şartlardan biri, satış bedelinin (semen) ve malın (mebi’) belirli olmasıdır. Akit anında hem malın ne olduğu hem de ödenecek bedelin miktarı açıkça kararlaştırılmalıdır. Gelecekteki bir tarihte, o günkü piyasa koşullarına göre belirlenecek bir fiyatın şart koşulması, bu belirsizliği ortadan kaldırmaz, aksine akdin temel rüknünü (şartını) ihlal eder. Bu tür alışverişlerde akdin yapıldığı anda ödenecek bedel tam olarak belli değildir. Taraflardan biri veya her ikisi için gelecekteki fiyatın ne olacağı konusunda bir risk ve belirsizlik (garar) vardır. İslam dini, haksız kazanca ve anlaşmazlıklara yol açabilecek aşırı belirsizlik içeren işlemleri yasaklar. Ödeme günü geldiğinde, o günkü güncel fiyatın ne olacağı konusunda taraflar arasında anlaşmazlık çıkma ihtimali yüksektir.

“Güncel fiyat” kavramı, referans alınan kaynağa göre değişebilir (örneğin, toptan satış fiyatı, perakende satış fiyatı, farklı piyasa fiyatları vb.). Bu durum, akdin temel amacına aykırıdır. Ticaretin temel prensipleri arasında karşılıklı güven ve şeffaflık yer alır. Bedelin belirsiz olması, bu ilkelere aykırıdır. Yüksek enflasyon gibi ekonomik koşullarda satıcıların zarar etmeme endişesi anlaşılır olsa da, bu durum İslam hukukunun temel prensiplerini ihlal ederek ticaret yapma ruhsatı vermez. Bunun yerine, fıkhen caiz olan alternatif çözüm yolları mevcuttur. Enflasyon beklentisi dikkate alınarak, vadeye göre belirli bir kar marjı eklenerek satış fiyatı peşinen net bir şekilde belirlenebilir. Örneğin, “Bu malın peşin fiyatı X TL’dir, 6 ay vadeli fiyatı Y TL’dir” denilerek akit anında ödenecek bedel netleştirilir. Bu durumda vade farkı alınması caizdir. Eğer yasal olarak mümkünse, satış bedeli değeri daha stabil olan bir döviz cinsi (örneğin Dolar, Euro) üzerinden belirlenebilir. Bu, bedelin akit anında belirli olmasını sağlar.  Özetle, enflasyonist ortamda dahi satış akdinin geçerli olabilmesi için bedelin akit anında net ve belirli olması şarttır. “Ödeme günü ürünün güncel fiyatı baz alınarak ödenmesi” şeklindeki bir satış fıkhen genel olarak caiz görülmez.

Fıkhın asli kuralına göre; satın alınan malın fiyatının akit esnasında malum olması gerekir. İleride ortaya çıkacak fiyata göre yapılan alışveriş ğarar (aldanma) manasını barındırır ki bu, Peygamber Efendimiz (s.a.s) tarafından yasaklanmıştır. Lakin bazı Hanefi fakihleri, “isticrar” yoluyla bazı satışlara cevaz vermişler ve hesaba yazdırarak mal satın almayı üç kısımda ele almışlardır; 1) Müşteri her mal satın aldığı anda malın fiyatı belli ise, bu alışveriş her mal alma anında gerçekleşir ve normal vadeli bir alışveriş olur. 2) Alışveriş anında satıcı malın fiyatını belirtmiyor, lakin müşteri ile yapılan anlaşma gereği; alışverişler piyasa fiyatı üzerinden yapılıp, piyasa fiyatı da değişken değil ise, yine bu alışveriş her mal alımında gerçekleşen vadeli bir alışveriş sayılır. 3) Alışveriş esnasında fiyat kunuşulmaz ve taraflar piyasa fiyatı üzerinden anlaşır, fakat satın alınan malların piyasa fiyatı değişken olursa bu durumda alışveriş, hesap kapatma vaktinde toplam fiyat üzerine anlaştıkları anda gerçekleşmiş kabul edilir. Lakin akit malı alma vaktine dayandırılıp mal üzerinde yapılan tasarruflar geçerli kabul edilir. Görüldüğü gibi bu son kısmın caiz olması hususunda ciddi bir zorlama vardır, dolayısıyla can alıcı bir zorunluluk olmadıkça bu kısım alışverişe caiz diyebilmek mümkün değildir.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 26/05/2025
0
Toplam 1 cevaptan 1 tanesi gösteriliyor. Diğer cevapları görmek için tıklayın.
Cevap yaz..