Batıl inanç, dini bir dayanağı olmayan, genellikle kuşaktan kuşağa aktarılan ve bir olayın başka bir olayla sebep-sonuç ilişkisi varmış gibi algılandığı asılsız inanışlardır. İslam dinine göre batıl inançlar, şirk (Allah’a ortak koşma) tehlikesi taşıyan ve tevhid inancına zarar verebilen unsurlar olarak görülür. Çünkü İslam’da her olayın yaratıcısı ve belirleyicisi yalnızca Allah’tır. Göz dalması, bir kişinin dikkatinin dağılması veya belirli bir noktaya dalıp gitmesi durumudur. Bu, genellikle yorgunluk, düşüncelere dalma veya etraftaki olaylara karşı geçici bir duyarsızlık hali olarak tanımlanır. Bu durumun psikolojik ve fizyolojik nedenleri olabilir, ancak misafir geleceği gibi bir olayın habercisi olduğu düşüncesi, bilimsel veya dini bir dayanağı olmayan bir batıl inançtır. İslam dini, her türlü batıl inancı reddeder, batıl inançların insanları Allah’a güvenmekten alıkoyduğunu ve bu tür inanışlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgular. İslam’da her şey Allah’ın takdiriyle gerçekleşir. Misafir, Allah’ın izniyle ve çeşitli vesilelerle gelir. Göz dalmasından yola çıkarak gelecekle ilgili yorum yapmak, falcılık veya kehanetle ilişkilendirilir ki bu da İslam’da kesinlikle yasaktır. Falcılık, gaybı (görünmeyeni) bilme iddiasında bulunmak anlamına gelir ki bu Allah’a mahsus bir sıfattır. Sonuç olarak, göz seğirmesi veya göz dalmasının misafir geleceğinin bir işareti olduğunu düşünmek, bilimsel olarak yanlış ve dini açıdan batıl bir inançtır. Bu durum, fizyolojik veya psikolojik bir tepkimedir ve bu tür düşüncelerden kaçınmak, dinimizin temel inanç esaslarının gereğidir.