Doğalgaz, su, elektrik sözleşmesi iptalinde fazlasıyla iade edilen güvence bedeli helal mi?
Doğalgaz, su, elektrik sözleşmesi iptalinde fazlasıyla iade edilen güvence bedeli helal mi?
Elektrik ve doğalgaz aboneliklerini iptal ettiğimizde yatırdığımız paradan daha fazlası iade ediliyor. Aradaki bu fark faiz mi oluyor?
URL Kopyala
Bu durum, fakihler arasında tartışılan bir konudur ve farklı görüşler bulunmaktadır. Enflasyon farkının faiz olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu parayı kullanmanın caiz olup olmadığına dair iki ana görüş öne çıkmaktadır. Birinci görüşe göre, enflasyon farkı, paranın alım gücünü korumak amacıyla yapılan bir düzenlemedir. Faizin temel mantığı, parayı işleterek kar elde etmek iken, buradaki amaç, paranın değer kaybını telafi etmektir. Nitekim sözleşme yapıldığı tarihte 1000 TL olan güvence bedeli, sözleşme feshedildiğinde enflasyon nedeniyle 500 TL’lik bir alım gücüne sahip olabilir. Şirketin iade ettiği “enflasyon farkı”, aslında bu 500 TL’lik kaybı telafi etmeye yöneliktir. Ayrıca bu ek ödeme, baştan rakamsal olarak karşılıklı anlaşması yapılmış bir faiz olmadığı gibi, sözleşmenin temelini oluşturan bir “borç verme-faiz alma” ilişkisi değildir. Bu bir hizmet sözleşmesidir ve güvence bedeli, olası borçlara karşılık teminat olarak alınır. Bu görüşe göre, güvence bedelinin enflasyon farkıyla iade edilmesi faiz değildir ve bu farkı kullanmak caizdir. Çünkü Müslüman, kendi parasının değer kaybına uğramasına rıza göstermez ve bu tazminatı almak hakkıdır. Bu görüşü savunanlar arasında özellikle günümüzdeki ekonomik şartlar göz önüne alındığında, enflasyonun kaçınılmaz bir gerçek olduğu vurgulanır.
Diğer görüşe göre, borç olarak verilen bir meblağın, sözleşmede rakamsal olarak belirtilmemiş olsa da herhangi bir fazlalıkla geri alınması faizdir. İslam hukukunda para (nakit), bir mal gibi alınıp satılan bir şey değildir. Paranın asıl işlevi, diğer malların ve hizmetlerin değerini ölçmek için kullanılan bir ölçü birimi ve değişim aracı olmasıdır. Bu nedenle fıkıhta, borç verilen paranın sadece kendi cinsinden ve miktarından fazlası olmaksızın geri ödenmesi gerekir. Burada da alınan güvence bedelinin üzerine bir fazlalık eklenerek iade edilmesi, faiz tanımına uymaktadır. Örneğin; güvence bedeli olarak yatırılan 1000 TL’nin, 1200 TL olarak geri alınması, fıkhen bir “fazlalık”tır. Bu fazlalığın adı “enflasyon farkı” olsa da, sonuç itibarıyla asıl meblağın üzerine eklenen bir meblağdır. Bu görüşe göre, bu tür sözleşmelerde güvence bedeli ödemesi yapmak caiz olsa bile, iade edilen enflasyon farkını almak ve kullanmak şüphelidir. Bu paranın ne yapılması gerektiği konusunda farklı yaklaşımlar vardır, bir kısmı bu farkın hiç alınmamasını, bir kısmı ise alınıp ihtiyaç sahiplerine sadaka olarak verilmesini önerir. Her iki görüşün de kendi içinde mantıklı argümanları bulunmaktadır. Ancak bu görüşü benimseyenler, “şüpheli şeylerden kaçınmak” ilkesine vurgu yapar ve Müslümanların bu tür durumlarda harama düşme riskinden uzak durmasını tavsiye eder.

