Davet edilen yer çalgılı ve karışık bir ortam olsa davete gitmek caiz olur mu?
Davet edilen yer çalgılı ve karışık bir ortam olsa davete gitmek caiz olur mu?
Çalgılı olduğu bilinmeyen düğüne gidilse de gidince bu öğrenilse orada beklemek yemek içmek caiz mi?
Davete icabet, müslümanların birbirleri üzerindeki haklarından birisidir. Peygamberimiz (s.a.s): “Müslümanın müslüman üzerinde altı hakkı vardır” buyurdu. Ashab’ın bunların neler olduğunu sormaları üzerine şöyle devam etti: “Karşılaştığın zaman ona selâm ver, seni davet ettiği zaman davetine git, senden öğüt istediği zaman ona öğüt ver, aksırdığı zaman “Elhamdülillah” derse “yerhamükellah” (Allah sana rahmet etsin!) de, hasta olduğu zaman onu ziyaret et, öldüğü zaman cenazesinde bulun.”[1] Bu nedenle, meşru olan davete icabet; bazı âlimlere göre vacip, çoğunluğa göre ise sünnettir.
Ancak, davete icabet o dâvetin meşru olması halinde sünnettir, haramların işlendiği bir toplantıya gitmek caiz değildir. Uygun bir uslüp ile; böyle bir davete katılmanın İslâmî açıdan sakıncalı olduğunu ifade edip gitmemek gerekir. İçkili, çalgılı, kadın-erkek karışık yapılan düğün ve toplantılara katılmak haramdır. Davet edilen yerin böyle olduğu önceden biliniyorsa hiç gidilmez, davet reddedilir. Böylece o toplantıyı düzenleyenler de, İslâm’ın yasakladığı bir işi yaptıklarını anlamış olurlar. Ancak bir kimse davet edildiği yerdeki meşru olmayan bir durumu önceden öğrenir, fakat davete katıldığında da o kötü hallerin bırakılacağını bilirse davete icabet eder, yoksa etmez.[2]
Zira haramların işlendiği bir düğün yemeğine davet edilen salih bir kimse “oraya gidince kötülüklere engel olacağını ve oradakilerin kendisine uyacaklarını” bilirse, gitmesi bir zaruret olur. Çünkü oradaki kötülüğe engel olacaktır, kötülüğü engellemeğe gücü yetmese bile yaptıkları kötülüğü hatırlatmak için gitmesi uygun olur. Zira bu bir nehy-i ani’l-münker yani kötülükten sakındırma görevidir. Şayet davet edilen kimse toplantının İslâm’a uygun olmadığını oraya vardığında anlarsa, buyur edildiği ortamda uygunsuz işler yapılıyorsa yine toplantıya katılmayıp geri döner. Eğer gücü yeterse, yapılan işlerin haram olduğunu anlatıp onlara o işi bıraktırır.
Ayrıca fâsık kimsenin davetine gidilmez. Böylece onun kötü işlerinin tasvip edilmediği gösterilmiş olur. Malının çoğu haram olan bir kimsenin dâvetine de gidilmez. Davetin helâl maldan olduğunu söylerse durum değişir. Bir kimsenin, kendisine borçlu olan şahsın davetine gitmesinde sakınca yoktur. Fakat eğer borcun hatırı için davet ettiğini biliyorsa, takva bakımından katılmamak daha iyidir.
Kaynakça:
[1] Tirmizî, Edeb,1; Nesâî, Cenâiz, 52; İbn Mâce, Cenâiz. 1
[2] Burhaneddin el-Merğinâni, el-Hidaye, II/ 362
URL Kopyala