Çevreye rahatsızlık verecek şekilde yüksek sesler çıkarmak, İslam ahlakına göre doğrudan bir kul hakkı ihlalidir. Bu durum, insanlara eziyet vermek ve onların huzurunu bozmak anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Lokman Suresi’nde, Lokman (a.s.)’ın oğluna yaptığı tavsiyeler arasında şöyle buyrulur: “Yürüyüşünde mutedil ol, sesini alçalt. Şüphesiz seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 31/19) Bu ayet, yüksek sesin çirkin bir davranış olduğunu ve Müslüman’ın vakarlı ve edepli olması gerektiğini vurgular.  Peygamberimiz (s.a.s.) de komşuluk haklarına ve insanların rahatsız edilmemesine büyük önem vermiştir. Bir hadis-i şerifte, “Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa, komşusuna eziyet etmesin.” buyrulmuştur. Yüksek ses, çevreye verilebilecek en yaygın eziyetlerden biridir. Fıkıh âlimleri, bir Müslümanın başka bir Müslümanı eziyet etmesinin haram olduğunu belirtir. Namaz kılan, Kur’an okuyan, uyuyan, hasta veya ders çalışan bir kişinin yüksek sesle rahatsız edilmesi, onun ibadetine, dinlenmesine ve günlük işlerine engel olmak demektir. Bu, kul hakkına girer ve bu hakkın helali için eziyet edilen kişiden helallik almak gerekir. ​Dolayısıyla, gerek evde, gerek sokakta, gerekse toplu taşıma araçlarında yüksek sesle müzik dinlemek, gürültü yapmak, bağırarak konuşmak gibi davranışlar, etraftaki insanların huzurunu ve rahatını ihlal eder ve dini açıdan kul hakkı ihlali sayılır.

Namaz kılarken dışarıdan gelen yüksek sese maruz kalmak, namazın geçerliliğine zarar vermez. Ancak namaz kılan kişi, okuduğunu tam olarak duyamadığı için sesini bir miktar yükseltme ihtiyacı hissedebilir. Namaz esnasında Kur’an ve zikirleri okumak (kıraat) için sesin, bizzat kişinin kendi kulağının duyacağı kadar olması gerekir. Çok kısık sesle okumak veya sadece dudakları kıpırdatmak yeterli değildir. Dışarıdan gelen gürültü sebebiyle kişi okuduğunu duyamıyorsa, namazın sıhhati için sesini, yüksek seviyeye yükseltmesi gerekmez ancak yükseltmiş olsa da namazın sıhhatine zarar vermez. Namazda kıraat yapan kişinin kendi sesini duyacak seviyede okuması sessiz ortama göredir. Kişi sessiz ortama göre kendi duyabilceği ölçüde okusa fakat gürültü sebebiyle duyamasa namaza zarar vermez. Ayrıca mümkünse gürültülü ortamdan uzak bir yerde namaz kılmak, bu tür bir rahatsızlığı baştan engellemek en doğru davranıştır. Eğer bu mümkün değilse, namazın keyfiyeti bozulmasın diye sesi yükseltmek namaza zarar vermez. ​Sonuç olarak, yüksek sesin başkalarını rahatsız etmesi kul hakkıdır. Namaz kılarken bu durumla karşılaşan kişinin ise, namazın doğru bir şekilde edası için sesini, gürültüyle birlikte kendi duyabileceği kadar yükseltmesi gerekmese de yükseltmiş olsa zarar vermez.