Camiye devam etmek ve cemaatle namaz kılmak, bir Müslümanın kaçırmaması gereken en faziletli ibadetlerdendir. İmamı son teşehhüdde veya imam selam vermeden önce yakalayan kişi, cemaat faziletine ulaşmış ve cemaatle namaz kılmış sayılır. Bu görüş, İmam Ebu Hanife’nin, Şafiî mezhebinde meşhur olan ve Hanbelîlerin de açıkça belirttiği görüştür. İmam Malik ise, bir kimsenin cemaati ancak tam bir rekâta yetişmekle idrak edeceğini savunmuştur. Delil olarak da Buhari ve Müslim’de Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilen, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şöyle buyurduğu hadisi göstermiştir: “Kim namazdan bir rekât yakalarsa, namazı (tamamını) yakalamış demektir.”

Cumhur (âlimlerin çoğunluğu) ise, Ebu Katade’den (r.a.) rivayet edilen şu hadise dayanır: “Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: ‘Namaza geldiğinizde sükûnetli olun. Yetiştiğiniz kısmı kılın, kaçırdığınızı ise tamamlayın.'” (Buhari) Ayrıca Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilen, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şöyle buyurduğu hadise de dayanırlar: “İkameti işittiğinizde namaza yürüyerek gelin, sükûnet ve vakar ile gelin, acele etmeyin. Yetiştiğiniz kısmı kılın, kaçırdığınızı ise tamamlayın.” (Buhari ve Müslim ittifak etmiştir) Ebu Muhammed İbn Hazm şöyle demiştir: “Bu, kişinin namazdan yakaladığı şeyin az veya çok olmasına bakılmaksızın genel bir ifadedir.” Bu iki haber, “Kim imamla namazdan bir rekât yakalarsa, namazı idrak etmiştir” hadisindeki bilgiden daha fazlasını içermektedir ve bu ek bilgiyi almayı terk etmek caiz değildir.

İbn Mes’ud’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, namazlarının sonunda oturan bir topluluğa yetişmiş ve şöyle demiştir: “İnşaallah (cemaati) idrak ettiniz.” Şakik bin Seleme’den (r.a.) rivayet edildiğine göre: “Kim teşehhüdü yakalarsa, namazı idrak etmiştir.” Hasan’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre: “Onları secdede yakalarsa, onlarla birlikte secde eder.” İbn Curayc’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Ata’ya (r.a.) şöyle sordum: “Ezanı veya kameti işittiğinde farz namazını kılıyorsa, namazını keser ve cemaate gelir mi?” Ata şöyle dedi: “Farz namazından bir şeyi (cemaati) yakalayacağını düşünüyorsa evet.”

Bu görüşü güçlendiren bir diğer nokta ise, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) cemaat faziletini idrak etmeyi, ona doğru yönelmek ve bu konuda ihmalkar olmamakla ilişkilendirmesidir; hatta ister yetişsin ister yetişmesin. Nitekim Nesai’nin Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kim güzelce abdest alır, sonra camiye gitmek üzere yola çıkar da cemaatin namazı bitirdiğini görürse, Allah ona o namazda bulunanların sevabı kadar sevap yazar ve bu, onların sevaplarından hiçbir şeyi eksiltmez.” Bu da gösteriyor ki, mümin, bir engel nedeniyle amelden mahrum kalsa bile sırf niyetiyle sevap kazanır.