Cami, kurs veya herhangi bir hayır kurumuna yapılan bağışlar, İslam hukukunda vakıf malı hükümlerine tabidir. Vakıf malı, özel bir amaca hizmet etmek üzere Allah rızası için tahsis edilmiş ve mülkiyeti bağış sahibinden ayrılarak toplumun ortak malı haline gelmiş bir emanettir. Bu malın yönetimi ve kullanımı konusunda çok hassas davranılması gerekir. Bağışlanan bir eşyanın kurum çalışanları veya başkaları tarafından şahsi işleri için geçici dahi olsa kullanılması, İslam fıkhında caiz görülmemiştir. Her vakfın bir şartı vardır. Camiye bağışlanan bir eşyanın şartı, caminin ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Kursa bağışlanan bir eşyanın şartı ise, kursun eğitim-öğretim faaliyetlerine hizmet etmesidir. Çalışanların veya başkalarının bu eşyayı kendi özel işleri için kullanması, bağışın yapılış amacına ve şartına aykırıdır. Bu, vakfın şartlarını çiğnemek anlamına gelir. Vakıf malı, o kurumun yöneticilerine ve çalışanlarına bir emanettir. Emanet, sahibinin istediği şekilde korunup kullanılması gereken değerli bir güvendir. Çalışanların bu malı kendi çıkarları için kullanması, emanete hıyanet olarak kabul edilir.

Kur’an-ı Kerim’de Nisa Suresi 58. ayette şöyle buyrulur: “Şüphesiz ki Allah size emanetleri ehline vermenizi emreder…” Bu ayet, emanetlerin korunmasının ne kadar önemli olduğunu vurgular. Ayrıca “Geçici kullanım” gibi esnek ifadeler, zamanla kötüye kullanımlara ve suiistimallere zemin hazırlayabilir. Bugün geçici olarak kullanılan bir eşya, yarın kalıcı hale gelebilir veya başka eşyaların da benzer şekilde kullanılmasına yol açabilir. Bu durum, kurumun güvenilirliğine zarar verir ve bağışçıların güvenini sarsar. Bağışlanan eşya, kesinlikle sadece bağış amacı doğrultusunda kullanılmalıdır. Kurum yöneticileri, bu eşyaların en doğru şekilde kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Şayet bağış yapılan bir eşyanın kullanıma elverişli olmadığına karar verilirse, bu durum açıkça belirtilmeli ve uygun bir şekilde elden çıkarılması (satılması, geri dönüştürülmesi vb.) sağlanmalıdır. Elde edilen gelir de yine kurumun amaçları doğrultusunda kalıcı bir eşya için kullanılmalıdır. Özetle, cami, kurs veya hayır kurumuna yapılan bağışlar, toplumun ortak malıdır ve kutsal bir emanettir. Bu emanete sahip çıkmak, sadece kurumun değil, tüm Müslümanların ortak sorumluluğudur.