Sahipleri tarafından kaybedilen buluntu (lukata) eşyayı ne yapmak gerekir?
Sahipleri tarafından kaybedilen buluntu (lukata) eşyayı ne yapmak gerekir?
Buluntu malda malın hükümleri nelerdir, şayet değeri düşükse ne kadar süre bekletmek lazım, ölçüsü var mı?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak, sahiplenmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.[1] Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz.[2]
Fakihler, ilgili hadislerin lafzından da hareketle ilânın süresinin bir yıl olmasını gerekli görmekle birlikte Hanefîler’den Şemsüleimme es-Serahsî, ilân süresinin mutlaka bir yıl olmasının şart olmayıp malın değerine ve duruma göre bir yıl sürebileceğini, gerektiğinde daha az sürenin de yeterli olabileceğini belirterek ilân süresinin mal sahibinin artık onu aramayacağına kanaat getirilinceye kadar olmasını önerir.[3]
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder; kendisi muhtaç ise ondan istifade edebilir. Ancak, daha sonra sahibinin çıkması halinde, bedelini öder. Sahibinin aramayacağı bir tek hurma, bir dilim ekmek gibi düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; bulanın ihtiyacı varsa o da kullanabilir.[4]
Kaynakça:
[1] Kâsânî, Bedâî’, VI, 200-201
[2] İbn Nüceym, el-Bahr, V, 162, 163
[3] el-Mebsûṭ, XI, 3
[4] Serahsî, el-Mebsût, XI, 2, 3
URL Kopyala