Menü

Tapuya ipotek koydurarak bankadan para alınması caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
1.14K görüntülemeFaiz

Tapuya ipotek koydurarak bankadan para alınması caiz midir?

Kitap ve Sünnette tarif edilen ve müçtehit imamların üzerinde ittifak ettiği faizli akitlerin her türlüsü haramdır. Katılım bankalarının dışındaki kredi kurumları genellikle faizli akitleri de gerçekleştirdikleri için faizsiz bankacılık sistemi oluşturma noktasında Müslümanlar ısrarcı olmalı; gerekiyorsa bizzat kendileri böyle kurumları oluşturmalıdırlar. Bu anlamda Müslümanlara hizmet veren müesseseler desteklenmelidir. İslam açısından borç alıp vermede faiz olmadığı sürece bir sakınca yoktur. Bu borcu almak için de borç verecek kişi ya da kuruma maddi bir güvence vermekte de bir sakınca yoktur. Yani bir borcu almak için menkul ya da gayrimenkul rehin vermekte bir sakınca yoktur. Sakıncalı olan, alınan borcun alınan miktardan daha fazla olarak faiziyle geri veriliyor olmasıdır ve bu kesinlikle haramdır.

Finans kurumlarında yapılan işlem ise şöyledir; menkul veya gayrimenkul bir mala ihtiyacı olup yeterli sermayesi olmayan kişi, bir finans kurumu aracılığıyla bu malı almak istiyor. Finans kurumu, alıcı adına malın ilk sahibine malın bedelini ödüyor. Malın yeni sahibiyle belli miktar taksitle ödeme antlaşmasını yapıyor ve onu borçlandırıyor. Finans kurumu alınan mal üzerine ipotek koyuyor. Yani malı alan kişi, finans kurumuna borcunu zamanında ve antlaşma gereğince öderse, malın sahibi, tam mülkiyet hakkı (mutlak tasarruf sahibi olmayı) elde etmiş oluyor. Şayet taksitlerini ödeyemezse, finans kurumu ipotek anlaşmasının gereği olarak bu mala el koyuyor.

Bu işleyişte finans kurumu, müşteriye belli miktarda krediyi vermekte; fakat krediyi, müşteriye teslim etmeyip malı satana, müşteri adına teslim etmektedir. Müşteri aldığı krediyi ve bu kredi üzerine başlangıçta belirlenen faizi kadar bir meblağı bankaya borçlanmaktadır. Bu işlemde finans kurumu malı satın alıp müşteriye satmamakta; müşterinin fiilen ve hukuken satın aldığı malı finanse etmekte; müşteriye borç vermekte, karşılığında ise bir fazlalığa sahip olmaktadır. Dolayısıyla satın alınacak mülkiyetten doğabilecek hak ve sorumluluklar, sadece alıcı ve malın önceki sahibini bağlamaktadır.

İpotekli kredi kullanmada iki ayrı akit söz konusudur. Birinci akit, malın ilk sahibi ile alıcı arasındaki akittir. İkinci akit ise, finans kurumu ile alıcı arasındaki kredi anlaşmasının yapıldığı akittir. Bu iki sözleşmenin her ikisi de ayrı ve müstakil akitlerdir. Birinci akitte satıcı ve alıcı vardır ve bu akit neticesinde mal yeni sahibine intikal etmiştir. İkinci akit ise satın alınan malın yeni sahibi ile kredi kurumu arasında gerçekleşmiştir. Hal bu ki; finans kurumları aracılığıyla araba, ev, vb. alınması caiz olması için kurum malı önce kendisi satın alıp teslim aldıktan sonra müşteriye satması gerekir. Dolayısıyla kurumların mevcut sistemde uyguladıkları şekle göre bu işlem câiz olmaz. Zira bu işlemin câiz olabilmesi için riâyet edilmesi lazım gelen hususlar başlıca şöyledir:

1) Mal satın alınmadan önce banka ile imzalanan sözleşme, ileri tarihte mal satın almaya dair bir vaatleşme olacak, satış sözleşmesi olmayacak. Zira sözleşme imzalandığı anda, satın alınacak olan mal bankanın mülkiyetinde değildir.

2) Banka, müşterinin istediği malı, kendi memurunu görevlendirerek alacak, müşteriyi vekil ederek değil.  Zira böyle yapmadığı takdirde, fâizli bankalar ile arasında ki fark, sadece söylemden ibaret olur. İşin aslı ise müşteri adına mal satıcısına kredi çıkarıp karşılığını da müşterisinden vadeli olarak fazlası ile geri almak olur ki bu fâizin ta kendisidir.

3) Banka memuru malı satın aldıktan sonra, müşteri bankaya çağrılıp, onunla sözlü olarak satış akdi yapılması gerekir.

4) Dosya masrafı, kasko, ekspertiz vb. masraflar adı altında ek bir ödeme yapılmayacak.

5) Alışveriş tamamlandıktan sonra ileri tarihte kalan borcu peşin ödeme karşılığında fiyat yapılandırması olmayacak.

6) Ayrıca bankadaki yetkili memurun, malı satın aldığı tarih ile daha sonra müşteri ile gerçekleştirilecek olan satış akdi tarihi arasındaki zaman diliminde, mal bankanın sorumluluğunda olacak. Dolayısıyla, şayet bu süre içerisinde malın başına bir şey gelse zarar bankaya ait olacaktır, müşteriye değil. Aksi takdirde, Peygamber Efendimizin (s.a.s) yasaklamış olduğu “Sorumluluk almadan kazanç elde etme” hükmüne girmiş olur.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 14/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..