İflas etmiş kişilerden tahsil edilemeyen alacaklar zekâta tâbi midir?
İflas etmiş kişilerden tahsil edilemeyen alacaklar zekâta tâbi midir?
Kuvvetli alacaklar kişinin mülküdür ancak sahibinin eli altında değildir, bu nedenle alacakların zekatı hakkında fakihler ihtilaf etmiştir. Elden borç olarak verilen veya alışveriş gibi bir sebeple zimmette sabit olup ödeme vakti geldiği halde tahsil edilemeyen alacaklar; tahsil edilmesi umulan ve tahsil edilmesi umulmayan diye ikiye ayrılır.
a) Aralarında Hanefi mezhebinin bulunduğu cumhur müçtehitlere göre; birinci kısım yani tahsil edilmesi umulan bu tür alacakların her yıl zekatlarının verilmesi gerekir. Ancak bunlar tahsil edildikten sonra geçmiş yılların tamamına dönük zekatı verilir.
b) İkinci kısım tahsil edilmesi umulmayan alacaklar; fakir olan, iflas eden veya borcunu savsaklayan kimseler üzerinde olan alacaklardır. Bu tür alacaklar hakkında ise üç farklı görüş vardır:
1) Hanefi mezhebi ve bazı fakihlere göre bu alacaklardan sahibi faydalanamadığı için tam bir mülkiyet söz konusu değildir. Dolayısıyla bunlar tahsil edildiğinde geçmişe dönük zekatı verilmez.
2) Şafi ve Hanbeli mezhebine nispet edilen bu görüşte, Hz. Ali’den (r.a) gelen bir rivayete binaen bu tür alacaklar tahsil edildiğinde geçmişe dönük tüm yılların zekatı verilmesi gerekir.
3) Ömer İbni Abdülaziz, Hasan Basri ve Evzai ile aynı görüşte olan İmam Malik; “bu tür alacaklar borçlunun yanında yıllarca kalsa da alacaklı tarafından tahsil edildikten sonra sadece bir yıllık zekatı verilir” demektedir[1]
Kaynakça:
[1] Mevsuat’ul-Fıkhiyye: 23/238/239
URL Kopyala