Menü

Namaz kıldıktan sonra bedene suyun geçmesine engel bir madde görülse ne gerekir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
1.01K görüntülemeAbdestNamazı Bozan ve Bozmayan Şeyler

Namaz kıldıktan sonra bedene suyun geçmesine engel bir madde görülse ne gerekir?

Namaz kıldıktan sonra vücutta (abdest âzalarında), suyun bedene geçmesine mani bir şey görülse (boya gibi) kaza gerekir mi (ne zaman vücuda sirayet ettiği bilinmiyor)? Gerekirse kaç günlük kaza gerekir?

Gusül ve abdest te uzuvların, kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi hâlde gusül ve abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla organlarda, suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır.[1] Rivayete göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s) gusül abdestini almış bir adamın bedeninde su değmemiş bir yeri görünce, (ıslak olan) saçını sıkıp onun suyuyla o kuru yeri yıkamasını emretti.[2] İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s) gusül abdestini aldıktan sonra sol omuzunda su değmemiş bir yer gördü, (ıslak) saçıyla orayı ıslattı ve namaza gitti.[3]

Alimlerin büyük çoğunluğuna göre, gusül abdestinde “abdest için” tertip şart değildir. Bu sebeple, gusül abdesti alan kimse -ister abdest organları olsun, ister olmasın- bedeninin herhangi bir yerini yıkamamışsa, -ister kısa ister uzun bir zaman geçmiş olsun- yalnız o kuru yeri yıkaması yeterlidir.[4]

Buna göre; ister unutarak, ister bilerek bir yerini yıkamamış olsun, o kuru yerin yıkanması şarttır. Yıkanmadığı sürece elbette guslün ve abdestin şart olduğu bir ibadeti yapamaz. Fakat bu yıkama belli bir zaman sürecine bağlı değildir. Ancak yıkamadan önce kılınan namazların iadesi gerekir, suyun ulaşmasına engel olan madde abdest uzvuna isabet ettiği vakitten itibaren kılınan namazların iadesi gerekir. Fakat Maliki’yi taklit eden bir kimse, abdest alıp namaz kıldıktan bir ay sonra, elinde yağlı boya görse, boyayı kazıyıp yıkasa, kıldığı namaz ve abdesti sahih kabul edilir.

 


Kaynakça:

[1] Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, I, 73
[2] V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami,1/371
[3] İbn Hanbel, hd. no: 2180
[4] el-Mevsuatu’l-Fıkhıyyetu’l-Kuveytiye, 11/100

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 15/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..