Kredi kartı ile taksitli alışveriş yapmak caiz midir?
Kredi kartı ile taksitli alışveriş yapmak caiz midir?
Bașkasının var olan kredi kartını kendimize kullanmak caiz mi? Vade farkı olmadan taksitle ödeme yapabilir miyiz?
URL Kopyala
Muasır alimlerin büyük çoğunluğu, faizli bankalara ait kredi kartlarını kullanmanın caiz olmadığını belirtirler. Bazı alimler ise bu kartları zamanımızın bir ihtiyacı olarak gördükleri için ödemenin geciktirilmemesi şartıyla kullanımını caiz görürler. Kredi kartıyla yapılan peşin fiyatına taksitli alışverişlerde vade farkını işletme sahibi değil, banka tahsil etmektedir. Mal doğrudan bankadan alınmadığı hâlde, bankanın araya girerek fiyata eklediği bu fark, faiz kapsamında değerlendirilir. Zira bu durum, caiz olan vade farkı kapsamında olsaydı, söz konusu fazlalığı bankanın değil, malı satan işletme sahibinin alması gerekirdi. Ancak uygulama böyle olmadığı için bu fark faiz niteliği taşımaktadır.
Sıfır fâiz veya faizsiz adı altında yapılan işlemlerde de, satıcı tarafından belirtilen peşin fiyatına fâizsiz taksit seçeneğinde; örneğin ”malın fiyatı 100 TL” demiş olsa, kredi sağlayan banka müşteri adına satıcıya örneğin 95 TL ödüyor ve bunu müşteriden vadeli 100 TL olarak fâizi ile tahsil ediyor. Müşteri ise malı fâizsiz olarak 100 TL’ye aldığını zannediyor. Kan emici fâizciler İslâmî duyarlığı olan mü’minleri de bu yolla kandırıyor. Nitekim teknolojik ürünlerin taksitle alımına imkan sağlayan Fibabank faizsiz kredi işlemleri de bu mantıkla çalışmaktadır.
Günümüzde çokça kullanılan kredi kartı çeşitleri şunlardır:
a) Debit card: Bu tür kartta, kart sahibi alışveriş yapmasına izin verilen üst sınırdan az olmamak üzere banka hesabında para bulundurmak zorundadır. Burada banka, hesap sahibinin, işyerlerine olan borcunu, onun hesabındaki parasından ödemektedir.
b) Credit card (normal kredi kartı): Bu tür kartlarda, kart sahibinin banka hesabında önceden para bulundurma zorunluluğu yoktur. Burada kart sahibi, işyerlerinden satın aldığı mal ve hizmetlerin bedelini en geç otuz gün içinde ödemelidir; aksi durumda faiz ödemek zorunda kalır.
c) Change card: Bu tür kartta, kart sahibi banka hesabında önceden para bulundurmak zorunda olmadığı gibi, işyerlerinden yaptığı alışverişlerin fatura bedelini otuz gün içinde ödemek zorunda da değildir. Burada kart sahibi, borcunu kendi durumuna veya bankaya önceden yaptığı sözleşmeye göre, faiziyle birlikte taksitler halinde öder.
İslâm’a göre, bu kart çeşitlerinden üçüncüsü yani change card tamamen faize dayalı olduğu için caiz değildir. Debit ve credit kart, faizli kredi çekmemek ve borcunu da vadesinde ödemek şartıyla kullanmayı caiz görenler vardır. En yaygın kredi kartı olan ikincisinde, kart sahibi alım satım bedellerini bankanın belirlediği süre içinde ve genelde otuz gün içinde öderse, faiz söz konusu olmaz. Alım satım bedelleri gününde kredi kartı hesabına ödenmezse, banka kefil sıfatıyla borcu işyerine öder ve daha sonra kart sahibinden faiziyle birlikte tahsil eder.
Sonuç olarak şunu belirtelim ki, bir mümin, aile bütçesini kredi kartına gerek kalmayacak şekilde düzenlemeyi hedeflemelidir. Çünkü kredi kartı, çoğu zaman israfa yol açmakta, özellikle sabit gelirliler faize düşme korkusuyla son ödeme gününde sıkıntıya düşmektedir. Faizli çalışan bankalara bu yolla büyük bir finansman desteği sağlandığı da unutulmamalıdır. Kısaca, böyle bir kart bulundurma ihtiyacını duyan mümin, faizsiz çalışan katılım (faizsiz) kurumlarının kredi kartını tercih etmelidir. Tabi gününü geçirmemek şartıyla kart kullanımına fetva veren muasırlara göre!

