İslam’da canlı varlıkların resimlerinin yapılması, yani “suret yapmak” konusunda hadisler bulunmaktadır. Ancak birçok alim, fotoğrafın bir ressamın çizimi gibi yaratma eylemi olmadığı, aksine var olan bir görüntünün ayna gibi bir araçla kaydedilmesi olduğu görüşündedir. Bu nedenle, fotoğrafın el ile çizilen resimden farklı olduğunu ve resim yapma yasağının kapsamına girmediğini belirtirler. Ancak fotoğraf çekimi sırasında, kadının tesettürüne tam olarak riayet etmesi esastır. Başörtüsü, vücut hatlarını belli etmeyen giysiler gibi tesettürün temel unsurlarından taviz verilmemelidir. Çekilen fotoğrafların mahrem olmayan erkeklerin görebileceği şekilde sosyal medyada veya umuma açık alanlarda paylaşılması, İslam’ın mahremiyet prensiplerine aykırı kabul edilir. Özellikle şehvet uyandıracak bir görüntü olmamasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle, hatıra amaçlı çekilen fotoğrafların özel albümlerde veya sadece mahrem olan kişilerin görebileceği ortamlarda saklanması daha uygun görülmektedir. Zira bu fotoğrafların nerede ve nasıl saklandığı, kimlerle paylaşıldığı gibi konulara dikkat edilmesi önemlidir. Özellikle kadınların fotoğraflarının, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılma veya fitneye sebep olma ihtimali vardır. Bu tür olumsuzluklardan korunmak amacıyla fotoğraf çektirmekten kaçınmak, daha emniyetli bir yol olarak görülmektedir. Fotoğrafın çekilmesinden sonra kontrolün tamamen kaybedilmesi mümkündür. Paylaşılan bir fotoğrafın kimler tarafından ve hangi amaçlarla kullanılacağı bilinemez. Bu nedenle, mahremiyeti tam olarak korumak için hiç fotoğraf çektirmemek en kesin ve ihtiyatlı çözümdür.