Balık türünün her çeşidi helal olmakla birlikte kanı ve dışkısı da şer’an necis kabul edilmemiştir. Buna binaen akvaryumda bulunan suyun temiz olduğuna hükmedilir. Bu nedenle, bu sudan yere bir miktar dökülse, her halükarda onu kirletmez. Çünkü ya balık dışkısıyla değişmiştir ve bu daha önce de belirtildiği gibi temizdir ya da değişim nedenin bir necaset ile olması ihtimalidir ki bu da şüphelidir. Dolayısıyla eşyada asıl olan temizlik kuralına uyularak, necaset kesin olarak kanıtlanana kadar onun temiz olması hükmüne varılır. Ravd adlı eserde ve haşiyesinde şöyle denilmektedir: “Bir suyun veya elbise ve kap gibi diğer temiz şeylerin kirliliğinden şüphe edilirse, suyun değişmesiyle ilgili şüphe olsa bile, aslına (temizlik hükmüne) göre hareket edilir. Şüphe, bir şeyin varlığı ile yokluğu arasında tereddüt etmek, iki ihtimalin eşit olması demektir. Nitekim Nevevi de; bu mananın lugat ve fakihlerin kullanımındaki anlamı olduğunu söylemiştir. Şüpheye itibar edilmemesi gerektiği ile ilgili de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: ‘Şüpheyi bırak, kesin olana göre hareket et.'”