Müezzin kamet getirirken yürüyebilir mi? Yürüyebilirse nereden itibaren yürüyebilir?
Müezzin kamet getirirken yürüyebilir mi? Yürüyebilirse nereden itibaren yürüyebilir?
Kâmet, farz namazlara başlarken söylenen ve Peygamber Efendimizin (s.a.v) uygulamasına dayanan bir sünnettir. Onun için gereken saygı ve ağırbaşlılık ihmal edilmemelidir. Bu nedenle kâmet yapan kimsenin bu esnada yürümesi, mekrûh kabul edilmiştir.[1] “Fakihler, namaz için kâmet getiren kimsenin ayakta kâmet getirmesinin müstehap olduğu ve özürsüz, oturarak kâmet getirmesinin mekruh olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Ancak eğer bir özrü varsa, oturarak kâmet getirmesinde bir sakınca yoktur… Aynı şekilde yürüyen kimse ile binek üzerindeki kimsenin de özürsüz kâmet getirmesi mekruhtur.”[2]
Sünnet olan; müezzinin kâmet getirirken yürümemesidir, bu nedenle kâmet ile namaz arasında bir fasıla olmaması için de namaz kılacağı yerde kâmet getirmesidir. Çünkü kâmet, namaza kalkmayı bildiren bir davranıştır, dolayısıyla müezzinin namaza duruşu, kâmetten hemen sonra olmalıdır. İshak b. Râheveyh bu konuda şöyle demiştir: “Müezzin, kâmet getirmeye başlar ve namazı da kendisi kıldıracaksa, kâmeti bitirinceye kadar (bulunduğu yerden mihraba kadar) yürüyemez. Namaza bir an önce girmenin fazîletini elde etme gayretine gelince, eğer kâmeti bitirinceye kadar olduğu yerde kalır, ardından hemen namaza durursa, bu fazîleti elde etmiş olur.”[3]
Ancak Hanefi fakihlerinden bazısı kamet getiren müezzinin yürüyebileceği görüşündedir. Fakih Ebu Cafer Hinduvani’den gelen bir rivayete göre müezzin ”kad kametissalah” sözüne geldiğinde isterse yürüyebilir. İmam Şafi ve fakih Ebulleys de bu görüşü benimsemiştir.[4] Zira bu sözden sonra imam namaza başlar ve müezzin yürümediği takdirde imama uymakta gecikir ancak ifade edildiği üzere; kâmet ile namaz arasında bir fasıla olmaması için müezzin namaz kılacağı yerde kâmet getirmelidir.
Kaynakça:
[1] İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II
[2] Kuveyt Fıkıh Ansiklopedisi, c: 6, s: 11, 55
[3] İmam Ahmed ve İshak b. Râheveyh’in Mes’eleleri, c: 2, s: 836
[4] Bedaius’Sanai: 1/151
URL Kopyala