Menü

Ruhsatsız silah kullanmak veya satışını yapmak dinen caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
3.40K görüntülemeDevlet ve Halk İlişkileri

Ruhsatsız silah kullanmak veya satışını yapmak dinen caiz midir?

Silâh çoğul şekliyle Kur’an’da, cephede düşman karşısında Müslümanların nasıl namaz kılacaklarını açıklayan âyette (en-Nisâ 4/102) dört defa geçmektedir. Hadîd sûresine adını veren demirdeki büyük güç ve faydalar (57/25) silâhla yorumlanmıştır. (Buhârî, “Tefsîr”, 57) Yine Kur’an’da Hz. Dâvûd’a (a.s.) savaşta korunması için zırh yapma sanatının öğretildiği (el-Enbiyâ 21/80), demirin onun için yumuşatıldığı ve ondan dikkat ve itinayla muntazam zırhlar yapmasının istendiği ifade edilir. (Sebe’ 34/10-11) Ayrıca düşmanlara karşı onları korkutup barışı korumak için hazırlanması emredilen kuvveti de (el-Enfâl 8/60) Peygamber Efendimiz (s.a.s.) -silâh- atmakla (remy) yorumlamış (Müslim, “İmâre”, 167) ancak atılacak şeyi zikretmeyerek zamana bırakmıştır.

Rasûl-i Ekrem’in (s.a.s.) farklı rivayetlerde, “Müslümana silâh (Buhârî, “Fiten”, 7, “Diyet”, 2; Müslim, “Îmân”, 98-101) veya kılıç (Müsned, IV, 46, 54; Müslim, “Îmân”, 98) çeken yahut ok atan (İbn Balabân, VII, 449) bizden değildir” dediği bilinmektedir. Bir rivayette de Müslümana demir doğrultan kimseye Allah’ın lânet edeceği belirtilmiştir. (Müslim, “Birr”, 125) Yine bir hadiste bir kimsenin elinde -gerilmiş yaydaki ok gibi- bir silâhla bir başkasına doğru gelmemesi, şeytanın onu bir anda elinden çıkarıp o şahsın ölümüne, kendisinin de cehenneme gitmesine yol açabileceği belirtilir. (Buhârî, “Fiten”, 7; Müslim, “Birr”, 126) Halk arasında boş olduğu düşünülerek şakayla doğrultulmuş tüfek, tabanca için kullanılan, “Şeytan doldurur” ifadesi buradan gelmiş olmalıdır.

Ulul’emre (yöneticilere) itaati emreden ayeti celile de (Nisâ, 4/59): “İtaat ediniz” emri tekrarlanmadan “ülü’l-emre de…” denilmesi, bunların itaat yükümlülüğü bakımından Allah Teâlâ ve Rasûlü (s.a.s.) gibi olmadıklarına, emirleri meşrû (Allah ve Rasulünün tâlimatına uygun) olmadıkça kendilerine itaat edilmeyeceğine işaret etmektedir. “Hiçbir mahlûka, Allah emrine uymadığı takdirde itaat edilemez”, “Ancak mâruf (meşrû) olan emre itaat edilir”, “Allah’a itaatsizlik sayılan emre itaat edilmez” meâlindeki hadisler bu kaideyi açıkça ifade etmektedir.

Ayet-i celilede ki ifadeden anlaşıldığı gibi, müminlerin kendilerinden olan idarecilere Allah’ın emirleri ile çelişmediği sürece itaat edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ancak bununla birlikte şeriat ahkamının tatbik edilmediği bir devlette yaşayan bir müminin, şer’i ahkama taalluk etmeyip sosyal düzenin sağlanması için gerekli olan ve Allah’ın emirleri ile çelişmeyen hususlarda devletin kurallarına uyması gerekir. Nitekim emredilen şey kamu düzenini sağlamak için yapılması gerekli olan bir vazife ise her vatandaşın bu duyarlığı göstermesi gerekir. Fakat genel anlamda bir itaat sorumluluğundan ziyade, ancak istenen şeyin durumuna göre itaat hakkında bir hüküm verilebilir.

Ruhsatsız silah kullanımı veya satışı bir takım sakıncalar barındırmaktadır ki bunların başında kötü amaçlı kullanım ve kötü amaçlı kullanan kimselere satış yapmak ve masum canların telef olmasına sebebiyet vermek gelmektedir. Usulune uygun ruhsat alım sürecinde ruhsat için başvuran kişinin psikolojik durumuna varana kadar tüm detaylar incelenmekte ve kişinin silah taşımaya elverişli olup olmadığı tespit edilmektedir. Ruhsatsız silah edinmek ve satışını yapmak durumunda böyle bir ayrıntı olmadığı gibi kötü veya yanlış amaçlı yahut gereksiz bir kullanım söz konusudur. Sonuç itibarıyla can ve mal güvenliği için hususi olarak acilen silah taşımaya ihtiyaç duyan kimseler haricindeki kişilerin ruhsatsız silah kullanması ve bu kimselere ruhsatsız silah satışı yapmak caiz değildir.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 11/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..