Osmanlı’da tatbik edilen kardeş ve Şeyhülislam katli İslam fıkhına uygun mudur?
Osmanlı’da tatbik edilen kardeş ve Şeyhülislam katli İslam fıkhına uygun mudur?
Şunu unutmayalım ki, Osmanlı devleti, onun kadıları ve şeyhülislâmları, en az bizim kadar İslâm’a ve onun hukuk nizâmının kaynakları olan fıkıh kitaplarına göre hareket eden ve hürmet duyan insanlardır. Kardeş ve şehzade katli meselesinin dayanağı, her hukuk nizâmında bulunan “devlete isyan” suçudur. Devlete isyan suçu, İslâm hukukunda, had cezaları arasında yer alan “bağy” adı altında düzenlenmiş ve unsurları tahakkuk ettiği takdirde idam cezası olarak da tatbik edilebilmektedir.
Ancak nazariyat bu olmakla beraber ve söz konusu madde bu şekilde tefsir edilebilmekle birlikte, tatbikat, her zaman nazariyatı takip etmemiş, kanuna rağmen, şartlar teşekkül etmeden idamlar verilmiştir. Beşikteki bir bebeğin öldürülmesini, elbette ki müdafaa etmek yahut buna uyuyor demek de mümkün değildir. Ancak Fâtih, kanunnâmesinde böyle bir durumu da emretmemektedir.
Hanefi hukukçularına göre, livâta, yaralayıcı alet dışında adam öldürme ve benzeri suçlar tekerrür ettiğinde, imam yani ülü’l-emr suçluyu katledebilir. Âmme maslahatı gerektirdiği takdirde, ta’zir yoluyla idam cezası verme esasını, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve ashabının tatbikatına hamleden Hanefî hukukçular, bu uygulama siyaseten katl demektedirler. Soyguncular, yol kesenler, dükkân soyanlar, cemiyetin nizâmını bozarak fesad çıkaranlar, zâlimler ve fesad çıkaranlara yardımcı olanlar, kısaca idam edilmesinde âmme maslahatı bulunanlar için de aynı hükümler geçerlidir.
URL Kopyala