Kunut duasnın hükmü nedir, ezbere bilmeyen ne okumalıdır?
Kunut duasnın hükmü nedir, ezbere bilmeyen ne okumalıdır?
Peygamber Efendimizin (s.a.s) çeşitli vesilelerle kunut yaptığı sahih hadislerle sabit olduğu için[1] kunutun meşruluğu konusunda görüş birliği içinde bulunan mezhepler kunutun hükmü ve hangi namazlarda, namazın neresinde dua edileceği gibi hususlarda ihtilâf etmiştir. Ebû Hanîfe kunutun vâcip olduğunu söylerken aralarında iki öğrencisi Ebû Yûsuf ile Muhammed’in de bulunduğu çoğunluk sünnet olduğu görüşündedir.
Hanefîler’e ve Hanbelîler’e göre kunutun yeri vitir namazının son rek‘atı, Şâfiîler’e göre sabah namazının farzının son rek‘atı ile ramazan ayının ikinci yarısındaki vitir namazlarının son rek‘atı, Mâlikîler’e göre ise sadece sabah namazının farzının son rek‘atıdır. Ayrıca Hanefîler’e göre kunut rükûdan önce yapılırken Şâfiîler’e ve Hanbelîler’e göre rükûdan sonra yapılır. Mâlikîler’e göre ise rükûdan önce yapılması daha faziletli olmakla birlikte sonra yapılmasında da bir sakınca yoktur. Ayrıca Şâfiî mezhebine mensup imamın arkasında sabah namazı kılan Hanefî bir kimse, dilerse kunût duasına katılır, dilerse sessizce bekler.[2]
Kunut duası olarak herhangi bir duanın okunması yeterli görülmekle birlikte Hanefîler ve Mâlikîler Hz. Ömer’den rivayet edilen[3] “Allahümme innâ neste‘înüke …” ve “Allahümme iyyâke na‘büdü …” dualarını, Şâfiîler ve Hanbelîler de Hz. Ali’den rivayet edilen[4] “Allahümmehdinî fî men hedeyte …” duasını okumayı tercih etmişlerdir.
Hanefî mezhebinde tercih edilen görüşe göre, vitir namazının üçüncü rekâtında kunût yapmak vaciptir. Kunûtta tekbir alınır ve kunut duaları olarak bilinen “Allahümme innâ neste’înuke” ve “Allahümme iyyâke na’büdü” duaları okunur.[5] Bu duaları bilmeyen kimse ezberlemeye gayret eder; ancak ezberleyinceye kadar “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfir lî” demekle yetinir.
Kaynakça:
[1] Buhârî, “Vitir”, 7; Müslim, “Mesâcid”, 294-308
[2] Merğînânî, el-Hidâye, II, 32,33
[3] Tahâvî, I, 249
[4] Ebû Dâvûd, “Vitir”, 5; Tirmizî, “Vitir”, 10
[5] İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 245; Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 249; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 442
URL Kopyala