Diş teli, diş dolgusu vb. gusle engel mi, engel değilse hayız halinde yaptırmak caiz mi?
Diş teli, diş dolgusu vb. gusle engel mi, engel değilse hayız halinde yaptırmak caiz mi?
Dinimiz, zaruret olmadıkça altının erkekler tarafından kullanılmasını yasaklamıştır. Buna bağlı olarak, İmam Ebû Hanife, çıkan dişlerin tekrar yerine bağlanması durumunda, kullanılacak telde gümüşü yeterli bulup, altın kullanmayı caiz görmemiştir. Diğer Hanefi imamları İmam Muhammed ve İmam Ebû Yusuf ise, zaruretten dolayı diş tedavisinde altının da kullanılabileceğini belirtmişlerdir.[1] Bu iki imam, bir savaşta burnunu kaybeden Hz. Arfece’nin (r.a) gümüşten bir burun taktığını, bunun koku yapması üzerine Peygamber Efendimize (s.a.s) müracaatla, altından burun yaptırmak istediğini ve kendisine bu hususta izin verildiğini delil olarak ileri sürmüşlerdir.[2] Bundan anlaşılıyor ki, tıbbi bir zaruret varsa diş kaplamada altının kullanılmasında sakınca yoktur. Buradan yola çıkarak, Hanefî müçtehitleri; dibine su ulaşmamasına rağmen, zaruret halinde diş teli kullanmayı caiz gördüklerine göre, diş dolgusunu da bundan farklı görmeyeceklerdir.
Hanefi mezhebinde; gusülde ağzın içini yıkamak farz olduğundan kaplama, dolgu, protez ve benzeri kalıcı operasyonlar cünüplük veya hayız halinde iken yapılırsa daha sonra hayız bitince dişin altını yıkayıp temizlemek mümkün olmayacağı için o halde kaplama, dolgu vb. yaptırmak caiz olmaz. Ancak Şafii ve Maliki mezheplerinde; ağız ve burnun içi bedenin dış kısmından değil, iç kısmından sayılır. Dolayısıyla gusül abdestinde ağız ve burnu yıkamak onlara göre farz değil sünnettir. Buna binaen hayızlı iken yapılmış olan diş dolgusu, protezi vb.. çıkartmak da gerekmez. Nitekim hayız hali kişinin istediği anda yıkanıp giderilebileceği bir durum değildir diş tedavisi ise bazen aciliyet ifade edebilir ve adetin kesilmesini beklemek mümkün olmayabilir, bu nedenlerle kişi mazur görülür. Ancak cünüp kimse için böyle bir mazeret yoktur dolayısıyla yıkanmadan dolgu yaptırması caiz değildir.
Kaynakça:
[1] İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtar, IX, 521
[2] Ebû Dâvûd, Hatem, 7; Tirmizî, Libâs, 31
URL Kopyala